Ne zaman olsa sılaya, Türkiye’ye sefer;
Araba küheylan gibi, altında dört teker.
Çıkıverdi aniden yola Mustafa Şeker.
Necmi, Şekerlere iyi yolculuklar diler.
Bir akıncı beyi coşup Belgrad’ı geçti.
Kendisine sıla olarak Sivas’ı seçti.
Takım tam tekmil; bir er, bir hatun ve dört benât.
Çeker arabayı sanki, yıldırım dört bin at.
Mışıl-mışıl uyur melek kanadında sabi.
Virajlar ova olur inayetle tabii.
Bu gidişle kesilmez ters akınların ardı.
Taa orada, Danimarka’da ne işin vardı?
Diye sorar, İstanbul’da yatan fatih deden.
Bu gidişler nereye, ne için ve neden?
Gitti de hiç ses-soluk çıkmadı Sivaslıdan!
Nasıl ki; hiç vazgeçmediyse Kerem Aslı’dan;
Şeker de eridi gitti, vuslata erdi.
Havasına girip, unuttu kederi derdi.
Seni şair yaptı Sivas’ın o meşhur suyu!
Kelimeler bitmez, şairlik derin bir kuyu.
Ozanıyla ünlü, dünyada Sivas’ın adı.
Şeker’siz kalmadı burada dünyanın tadı.
Bitir seyr-ü seferi, selametle dön geri.
Hazır burada Şekerin o muhteşem yeri.
Keyfine bak, ye etli ekmeği ve döneri.
Kılıbıklık sınırda bitti, bırak son eri!
Temmuz 2003 Danimarka-Køge
Necmi ÜnsalKayıt Tarihi : 11.3.2004 12:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Erdoğan ERGİN
Sevgilerimle Tugba Seker
herzaman boyle siirlerinizi beklerim
TÜM YORUMLAR (3)