Bu gece İçimi ısıtacak bir söze ihtiyacı ...

Mustafa Küçük 2
24

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bu gece İçimi ısıtacak bir söze ihtiyacım var...

Uzun, alabildiğince yağmurlu, ıslak, serin bir öğleden sonrası.akşama yakın saatler...

Evde oturmaktan sıkılıp kendimi zor attığım küçük limandayım. Demirlemiş tekneleri, kayıkları, ağlarını toplayan balıkçıları seyrediyorum. Beni tanıyanlar el sallıyor, selam veriyor. Gülümsüyorum, bende el sallıyor, selam veriyorum onlara.

Limandan ayrılıp kıyı boyunca yürüyorum, son yaz dinlencesinde kaldığımız küçük otelin önünden geçerken Çamur geliyor yanıma. Görmeyeli kocaman olmuş, tahta iskeleye yürürken pıtı pıtı adımlarıyla bana eşlik ediyor… İskeledeki masa ve minderlerde, kaldığımız odanın balkonunda, rakı-roka-balık yaptığımız köşede ve gördüğüm her yerde, her şeyde belli belirsiz bir sen deseni… İçimde bir sızı, boğazımda takılıp kalmış bir yumruk Gözlerimi kaçırıp etrafı seyrediyorum. Yeşillenen doğa, ıssızlık, boş kıyı, bulutların suya düşen koyu gölgeleri, çisildeyen yağmur, sonra sağanak, daha sonrasın da birden açılmaya başlayan gökyüzü, koyun çevresini döndükçe beni terk etmeyen gökkuşağıyla, kıyıda ki sessizliğinin bende yarattığı melankoliyi hemen yok etmeli.

Burada bu tahta iskelede yaşanabilecek bir geceyi düşünmeden edemiyorum. Sabaha kadar burada oturarak, sessizce sesleri dinleyerek, sessizliğin ürküntüsünü yakından duymak isterdim. Olağanı ve olağan dışılıkların bende yaratabileceği bir değişmeyi, aydınlanmaya neden olabilecek bir sıçramayı, bir uyanışı bir düşüncenin gelmesini bekleyerek geçirmek.

Bu gece İçimi ısıtacak bir söze ihtiyacım var.

- Düş kırıklığım için ihtiyacım olan ısıyı verecek misin bana?

- Biraz… Kendi içine kapalı görünüyorsun…

- Evet. Yalnızlıktan ve yalnızlığım öyle güzel ki. Kıskanmak için, ne yaralı bir benliğim var. Ne de, ölesiye kabul edebilirim birisini.

- Kıskançlıkla bir işim yok yalnızlıkla da…

- Düş kırıklığım için ihtiyacım olan ısıyı verecek misin bana?

- Bir kez daha, bir kez daha bak bana o zaman. Düşün. Beni görüp, kendi gerçeğini iyice anla. Ben veremem.

- Düş kırıklığım için ihtiyacım olan ısıyı verecek misin bana?

- Hemen uzaklaş benden, üşütüyorsun beni.

Benim seni eskisi kadar heyecanlandırmadığımı fark ediyorum. Oysa ben, eskisi gibi içinde olmak isterdim.

Ürküntüyle ve soğuktan titreyerek, çırılçıplak, yapayalnız bir geceden sonra… Ölesiye üşüdükten, kendimi sakınmasız, bir korkunun içine bıraktıktan sonra, seni ve senin içinde eriyebilmek ihtimalini düşünmek isterdim. Nasılda içine alırdın. Sarıp sarmalardın üşümelerimde. O zaman, işte o zaman sabahın ilk solgun ışıkları bile, içimdeki soğuğu bütünüyle dindirmeye yetebilirdi

“ Şimdi benden - senden ayrı..Ben Bodrum – Sen İstanbul... Oldukça uzun bir mesafe var aramızda. Kadıköy, Bahariye, Şair Latifi Sokak, bir ev, pencerelerde bir kadın, bir kedi, bir çiçek. Onları duyabiliyorum ama artık bütünüyle benim olmuyorlar bir türlü.”

İçimde soğuk rüzgârlar esen bir kuyu. İçimde düş kırıklığı. Üşüyorum. Bedenimi, ruhumu ısıtmak isterdim.

Düş kırıklığım için ihtiyacım olan ısıyı verecek misin bana?

Geride bıraktığım hiç kimse, hiçbir şey yokmuş gibi.

Mustafa Küçük 2
Kayıt Tarihi : 23.4.2009 23:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Figen Özen Şençamlar
    Figen Özen Şençamlar

    Bütün öykülerini okudum en başından beri...

    Sen ki soğuk bir mevsimin acımasızlığında itilmişliği

    Ve terk edilmişliği yaşadın…

    Be adam ,bu ne yürekmiş böyle

    Biten bir Öykü'nün ardından

    İnadına ayakta kalan , Yıkılmayan…

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mustafa Küçük 2