Bu Gece De Senin İçin Şiiri - Rıza Çavuş

Mısır’ın bahadır evladı
Muhammed Mursi’nin ardından…
Bu gece de senin için Yusuf düşlü
Geceye sitemle perdeyi çektim
Bu gece de düştü çehrem
On birinden biri gibi kayan yıldız
Kayarsın diye göklere bakamıyorum

Bağrında ne efsunlar ne gizler
Kahır yüklü Kahire
Yine bir masuma kıyarsın diye
Ne oldu bugün soramıyorum

Kralın yedi yeşil başağı bereketli günler
Zaten çok öncelerde kaldı
Azgınlıktan depreşiyor şimdi eşkıya
Atasının azdığı kızgın kumlarda
Sıcak sıcak, kan damlatıyor çöllere
Hemencecik seni bekliyor azizim Mısır
Yedi kuru başaklı zaman
Belki volkan gibi nâr, alev, lâv
Tepene henüz yeni doğuyor.

Güneşi ve ayı gördüm.
Emirle eğdiler boynunu
Rüyanı kardeşlerine anlatma dedi baba
Ne ızdırap!
En yakınından sırrı saklamak
Düşündükçe
Öyle kasılıyor ki vücudum
Olsa üzerimde çelikten zırh
Titrememden paramparça olacak
Peşinden bir küçük tebessüme giden yol
Nedir o?
Atide hazırlanan tahtlarda oturmak

İradesi hu hu diye, nefes alana
Biçilen vazife öyle ağır ki
Bir gün zindan, bir gün firak
Bir gün meydanlarda
Düşen evladına sıkı sıkı sarılmak
Şüphe yok ki senden yana yine akıbet
Bugün çile hüzün, yarın içinde cennet

İçimde bir histi
Bıraktığı yerden başlayacak
Demek neymiş sersem gönlüm
Bazen hayal de kalıyormuş öksüz

Unutma umudum
Azizken gitti Yusuf
O çöllerde çiçek büyümez dedik
Yusuf biter oldu her karışından
Sen emin ol esmer gençliğin atası
Yerde bir buğday görünce
Eğilip alanlar var

Belki senin de kokunu aldı
Yıllarca yol gözleyen peygamber
Yırtıldı gömleğin gözlerimiz önünde
Razı ol bizden, sahip çıkamadığımız
Son kutsal emanet
Senin talihin
Yusuf’un başladığı yerde bitti, sadece

Çare sende nazlı vifak
Gelsen de gelmesen de
Sızlıyor zerrelerim
Son olsun diyorum Rabbim
Yağıyor göklerden sızı
Artık bitmesini bekleme sen de!
Tahammülsüz günahkâr
Bilmiyorsun ki
Peygambere düşen de
Girdabında boğulduğun elemler

Ümidin bahadır tomurcuğu ey koca evlat
Çiçek misal düştün dalından
Öyle sessiz
Kocaman kaynayan kumistana
Görmedi seni kimse
Galaksi içinde küçük beyaz ay gibi

Sen gittin de ne oldu?
Yine yağıyor yağmur
Yine karanlık...
Yine sabah güneş doğacak
Yine ağlayan çocuklar
Yine yalın ayak olanlar var
Sen gittin de ne oldu?

Ne yapmalıyız bilmiyoruz
Dün ne yaptığımızı bilmediğimiz kadar
Beklemedeyiz
Dağlar tarzı teslimiyet içinde
Bekleyince kazanıyorsun belki de
Sualler şiddetlice gelirken
Bir his daha ilave hisler ile
Bekliyoruz mahşeri...