Nazmın şevk diyarında geziyoruz bu gece
Visale yeni hudut çiziyoruz bu gece
Hiçbir şey çözemiyor bizim esrarımızı
Bizse hüznün sırrını çözüyoruz bu gece
Yokluğu şiir şiir seziyoruz bu gece
Hicranı satır satır eziyoruz bu gece
Kalemin kâğıt aşkı yakıyor gönlümüzü
Onun için pak hisle yazıyoruz bu gece
Vücutta damar gibi kalpte varız bu gece
En buruk duygulara aşkla yar’ız bu gece
Sevgimiz ki kuşatmış ayrılık iklimini
Sadece sevda dolan bulutlarız bu gece
Bin yürekte duyulan ahu zar’ız bu gece
Bir tatlı gülücükle sönen narız bu gece
Ya hilkat-i âlemde,ya da düşte görünen
Yıldızlarla örülmüş bir diyarız bu gece
Göklerin ağrısından tutuk başım bu gece
Ruhumu kirletiyor akan yaşım bu gece
Ah’la her yeri saran hüznümün acısına
Gönüllü yerde yatan canlı nâşım bu gece
Gözde eriyip kalan kanlı yaşız bu gece
Kâbuslara satılan pembe düşüz bu gece
Karanlığın o köhne zindanından kurtulup
Fersah fersah parlayan bir güneşiz bu gece
Çile denen dağları aşıyoruz bu gece
Gönülden ırmak ırmak taşıyoruz bu gece
Ne kâğıt tartar bunu ne de kalem anlatır
Sanki şevk ve de hazzı yaşıyoruz bu gece
Ayrılık daha acı,daha elîm bu gece
Şebimizde bir yıldız olmuş zulüm bu gece
Bilinmeyen bir hisse büründü vebalimiz
Gül yaprağı haline döndü ölüm bu gece
Şiir ki yürekleri aşkla yıkar bu gece
Nedamet ruhumuza şifa sıkar bu gece
Bir ateştir her mısra sarar şu ufkumuzu
Sonumuz ilham denen kabre çıkar bu gece
Nice sırlar sakladık akan suya bu gece
Kimi duygular hızlı,kimi yaya bu gece
Öyle bir andayız ki dil bile naçar kalır
Hayat bile ad koymuş gayrı saya bu gece
Gönüllere Bakî’den elem sızar bu gece
Nedense keder bizi ah’a yazar bu gece
Her günümüz matemle kefenlenmiş bir ceset
Kalplerimiz yaslarla dolan mezar bu gece
Hasret ki özlemini yarla anar bu gece
Bahtımız derman bilmez yara, kanar bu gece
Öyle hale geldi ki durum-u ahvalimiz
Çöller Mecnun’un külü,Leyla yanar bu gece
Ruhumuzdan çile,dert eleniyor bu gece
Sevdamız hüsn-ü an’a beleniyor bu gece
Her söz bir vuku bulmuş nazmın şuur yurdunda
Tanrısına el açmış dileniyor bu gece
Kaderin bahçeleri toptan talan bu gece
Neşe cana gizlenen zehr- i yılan bu gece
Sadece sonbahardan savrulan birkaç yaprak
Bir de viran anılar bize kalan bu gece
Kürdî,hicaz,segâh’ta olmaz encam bu gece
Bu makamlar yeşertmez yürekte gam bu gece
Belki ar’dan kemanda boynunu büker peşrev
Ama şuh nağmelerde ağlar hüzzam bu gece
O yitik hasretlerdir necm’de yanan bu gece
Ve billur dudaklardır and’a kanan bu gece
Yine de suretiyle görünür hayallerde
Hani şiir denilen nazlı canan bu gece
Nedamet ki yürekte bin damla kan bu gece
Sanki zamanda donar her lahza,an bu gece
Ya evren gönlümüzün matemiyle tutulur
Ya da ayağımızdan kayar cihan bu gece
Sayenizde esiyor hazzın yeli bu gece
İçimizden boşalıyor hüznün seli bu gece
Can veriyor,aşk veriyor yön bilmez ruhumuza
Hamd,her haliyle şiirimin dili bu gece
Ömrümüze kaderden efsun dolar bu gece
Açılan dem gülleri yarsız solar bu gece
Kerem’in aşk encamı efkâra sokar bizi
Aslı’nın can özlemi raz’a salar bu gece
Ruhumuza şiirden rahmet yağar bu gece
Göğümüze sevgiden kamer doğar bu gece
Hayatta iki sevda bir ömre sığmaz ama
Bizim kalplerimize bin aşk sığar bu gece
Belli ki şeb’e köle olur elem bu gece
Gamdan virana döner artık âlem bu gece
Alnımıza ter ile yazar hayatımızı
Hilkatten arda kalan levh-i kalem bu gece
Muhabbetle çevrildi ülfet bağı bu gece
Toz olup eritildi nefret dağı bu gece
Sanki düşüp diz çöktü önümüzde kâinat
Gönlümüze kul oldu hüsran çağı bu gece
Bir katre gözyaşıyla söner közler bu gece
Gurbete düşen zaman an’ı özler bu gece
Bir damlacık aşk için sahralarda Mecnun’u,
Öldü sanır Leyla’yı gören gözler bu gece
Basıyor yürekleri garip efgan bu gece
Pervane kesiliyor kaderde can bu gece
Sanki şu asumanda hicran ile ağlıyor
Hüzne kılavuz olan acı hüsran bu gece
Bir Furkan’ı anıyor çayır,çemen bu gece
Firkate savruluyor asr-ı damen bu gece
Ruhları taze kılan safi koku veriyor
Aşk,sevda edasıyla gül yasemen bu gece
Ruz u şeb ülkesine çöker duman bu gece
El pençe divan durur köhne zaman bu gece
Doğu,batı,kuzey,güney her şey eşitlenir
Tahtında abad olur ehl-i iman bu gece
İmkânlığa lâmekân arar mekân bu gece
Dünün mezarlığına gömülür tan bu gece
Dirilir yüreklerde o şanlı akıncılar
Ve yeniden kurtulur kutlu vatan bu gece
Yarım kalan satırlar gamla pişer bu gece
Mazide kalan her söz yürek deşer bu gece
Kader bu ne yapsan da değişmez ki; sureti,
Aşk olanın bağrına elem düşer bu gece
Ölümün figanıyla bekler duygu bu gece
Sanki us’dan habersiz sefil kaygu bu gece
Ya baştan buruk,yanık zehir rüzgâr savrulur
Ya da günahlarımız olur bir su bu gece
Ufkumuzu kaplıyor ziya yüzün bu gece
Cenk yapıp kuşatıyor derin gözün bu gece
Ey aşk benim önümde sen ancak toz olursun
O yüzden hüküm sürmez bende hüzün bu gece
Solmuş bütün dağların yaban gülü bu gece
Aşılmamış hayatın nadan çölü bu gece
Hiç boşuna arama ey aşk bu gün coşkuyu
En şehvetli duygular kalpte ölü bu gece
Sevda bir yunus ol da bedeni yut bu gece
Biri nefs bir de hicran ahvalde put bu gece
Yıllar var ki bin hazla her an tahtında abad
Kıblesiz sarayında galip Nemrut bu gece
Bir put kesilmiş gönül sabrı arar bu gece
Sükûn bir ateş olmuş şem’i sorar bu gece
Sükût sözün sırrını gürültüde ararken
Vicdan her merhamete kefen sarar bu gece
İhanet gözyaşıyla temizlenir bu gece
Yenilmez mutluluğa dert gizlenir bu gece
Sevdanın savaşında şehit olan Mecnunlar,
Leyla’nın toprağında filizlenir bu gece
Gönül aşkın meyinden içip sızar bu gece
Talih ki minvalini kendi yazar bu gece
Kader,yaşam hükmüyle her şey olur hercümerc
Gaye kendi başına kurşun dizer bu gece
Vuslat visalliğinden artık bezer bu gece
Hüsran ar diyarını meyle gezer bu gece
Öyle bir an gelir hisler cam-ı cem olur
Elemin köşesine pusup sızar bu gece
Muhabbet gülzarında ülfet açar bu gece
Huzurun korkusundan kemlik kaçar bu gece
Ruh öyle hal alır ki bir hayale bürünüp
Sanki kanatlanır da giz’e uçar bu gece
Şiir denen ziyadan bir nur doğdu bu gece
Zulmeti,her çileyi toptan boğdu bu gece
Rüzgâr rüzgâr taşınıp huzur iklimlerinden
Vahdet topraklarına ney ney yağdı bu gece
Kürşad Yaşartürk
Kürşad YaşartürkKayıt Tarihi : 3.1.2012 20:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!