Bu Eylul Akşamı
Bu eylul aksaminda ölürüm ben.
Bu eylul aksami bu ask kadar zehirli,
terkedilisler kadar huzunlu, aksam ruzgarlarinin tene vurusu gibi urpetici.
Öldürürse beni bu eylül aksami öldürecek.
Iste bu eylul aksamidir tenimi kanatarak beni tuketen.
Ben ölürsem bu eylul aksaminda ölürüm.
Ben ölümü ve huzunu bu eylul aksaminda yasiyorum.
Bu eylul aksaminda akarim ben, kanayan bir ask gibi, yasa bürünmüs genç bir ölüm gibi.
..........
..........
Şahin Aydın
Kayıt Tarihi : 6.10.2002 12:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şahin Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/10/06/bu-eylul-aksami.jpg)
'OKU BAKALIM BİRE CAHİL ESİNLEMEMİ VAR ÇALMA MI VAR..Laf olsun diye bir şeyler yazıyorsun işte. '
Eylül
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli, bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı, terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Akşam rüzgarları; tene dokunan bir kamçı kadar şehvetlidir.
Ben her yıl ölümü ve aşkı bu ayda beklerim.....
Ve eylülün çıplak ayakalrına bir yazı bırakırım.
Eylül sabahları; kılıçlar kadar keskin ışıltılarıyla
tenimi kanatarak uyandırır beni.
Ben eylüle akarım.
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle kanayan bir aşk gibi,
siyah şallara bürünmüş, genç bir ölüm gibi akarım.
Sevişerek, ağlayarak ve ölerek akarım ben eylüle.
Her yıl, hep aynı vakitte, geniş bir ırmak gibi
bütün hayatı berrak sularında yıkayarak gelir,
beni ve herşeyi koynuna alarak,
bir meçhule hüznüyle emzirerek götürür hep.
Kadınları ve hüznü eylülde severim...
Keman konçertolarını,
akşam saatlerinde bir bir ışık yangını ile kıpkızıl tüten
yalnız ağaçları, ürkek tebessümleri ve edepsiz kahkahakarı severim.
Lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır.
Sahiller, yaşlı bir kadın gibi kendine terkedilir
Şarkılar, incecik bürümcükten acılar vaad eder her dinleyene
Bitenin başlayana dokunduğu yerdir eylül...
Onun için yanık yanık tütsü kokar,
Onun için değdiği yeri kanatır.
Eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık zordur,
eylülde herşey zordur, ben eylülü onun için severim.
Eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır
Herkes herşeye kapısını aralar 'bir aşk oluverir aşinalık'.
Ölüm kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
Aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
Nasıl da mahsun ve nasıl da tehditkardır.
Ben eylülde bütün aşklardan ve ve kadınlardan korkarım...
Ben her yıl eylülün çıplak ayaklarına bir yazı adarım.
Ve ben eylüle akarım
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle,
kanayan bir aşk gibi akarım,
Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım...
Ahmet Altan
iki şiiride lütfen iyi karşılaştırın.Asıl büyük hırsız olan Ahmet Altan'ıda ben şiddetle kınıyorum.
TÜM YORUMLAR (5)