Sen vedalaşmadan bu dünyadan uzaklaşırken, ben Ankara’daydım Sevgili Hasan Geneyikli. Yoksa yolcu etmeye gelmez miydim seni…
*
Gazantep’te onu tanımayan hemen hemen yoktu. Şairdi o. Alçak gönüllü bir insandı. Bir eğitim neferiydi. Uzun yıllar müfettişlik yaptıktan sonra emekliye ayrılmış, kendini tümden şiire vermişti.
Kaç kitap çıkarttı? Sayısını belki kendisi bile unutmuştur. Benim unutamadığım; son kitabını çıkartabilmek için bulduğu sponsoruydu.
O sponsor, aldığından beri bir kere bile elini sürmediği tabancasıydı. Tabancasını satarak çıkartmıştı son kitabını.
Kendine özgü bir şiir anlayışı vardı.
Son şiiri “Şaraküstülü Hayce” adını taşıyordu. Şiirlerini özgün biçiminde okumak isteyenler antoloji.com’dan ya da google’dan aramalılar.
fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Devamını Oku
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta