Bu dünya gibi düşünün beni

Bu dünya gibi düşünün beni
çiçekleri saçlarım
böcekleri gözlerim mesela
kaşlarım bulutlar
yağmurlar göz yaşlarım

Bu dünya gibi düşünün beni
iki bacağım kara Afrika
iki kolum Amerika
gövdem büyük Asya
ve başım mağrur Avrupa

Bu dünya gibi düşünün beni
denizleri say
onlar umutlarım
Pasifik en delileri
Med cezirlerim olur
Akıntılarım bazen soğuk, bazen sıcak vurur
hırcın mı hırcın
alizeler dövdürür sahilleri

sonra atlas
düşlerimin okyanusu
balinalar
mutlu olduğum anlar
gülümseyişlerim
umutlarımın en tazesi

Hint okyanusu sıcak düşüncelerim
kıyıları bataklığa çevirir ya hani
düştün mü çıkamazsın
ne yaparsan yap hep aynısın
düşüncelerimin en karaları
en kötüleri

sonra
en önemlisi
Akdeniz
ne kadar çok sevmişsem
içinde o kadar çok yunus var
bilirsin
yunusların aşkı mavi sulara tutkundur
tıpkı yu nus’un aşkı gibi
Akdeniz
aşklarımın denizi

kutuplar en çok üşüdüğüm
buzullar en çok yalnızlığımın belirtileri

Avusturalya en sıcak noktam
değmeyin

Bu dünya gibi düşünün beni
Alpler on sekizlik çağım
sarkıtırım çığ gibi beyaz örtüleri
Everestler otuzlu yaşlarım
yükseldikçe yükselir
aşağıya bakamazsın
baksan düşeceksin çıkamazsın
korkarım ne ben tutarım
ne kendin tutunursun
öylece kalır kristal sevda taneleri
kümülüslere yoldaş olurum
And dağları altmışlık halim olur sanırım
eskimiştir bir hayli
ne aşığım
ne divaneyim gayri

Bu dünya gibi düşünün beni
Irmaklar var çağıldayan içim gibi
Nil dersen
Sorma kraliçesini özleyen
bir mecnun gibi uzanır Akdeniz in gövdesinden içeri
bacaklarımdan gelir hani
Amazon ve Missisipi kollarımdan
öyle deyip geçmeyin
kıvrılırken kavuşmak zordur dinleyin
gövdemdeki Orhun tam ortamdan geçer
dökülür umutlarımın denizine
başımda koca Tuna
atalarımızın köprüleri kurulur

Bu dünya gibi düşünün beni
volkanlar içimin silkinişi
Etna, Vezüv Tanrının sanki doğaya kükreyişi
hayal kırıklıklarım Gobi,
Sahra umutlarımın tükendiği
çöl duygularımı
aradığında bulacağın yer hani

Bu dünya gibi düşünün beni
şimdi bacaklarımı koparıyorlar
gövdemde amansız bir hastalık
başımda globalleşen bir tümör
kollarım tutmuyor epeydir
kuşlar gelip geçmiyor gribinden nicedir

Bu dünya gibi düşünün beni
dağılan umutlarımın deltasında
birkaç mısra ya dair
dört mevsim değil
serde tek mevsim
Sonbahar

Bu dünya gibi düşünün beni
elde hüzünlerin hasat mevsimi
çatışmalar
içe dönük duygular
açlığın kol gezdiği
savaşların sel verdiği
göz yaşların göl ettiği

Bu dünya gibi düşünün beni