dağda kurt ölür
yem olur börtü böceğe...
sen hangi kurdun yüreğinde
dağ göçmüş
vurmuş kendini ovaya
ondan haber ver...
kurşun
kalemle
resim çizmiş oğlum
oğlumun elleri daha bebek bebek
sağa sola kaçışan larvalardan
noktalar koymuş
uzun gelmiş heralde parmacığına
altını önemli diye çizdiği yol
cilt bağına kadar defterin
yürümüş...
şimdi
şu anda
iki ucunda yol olmayan
su izinde çalı diken
kuç uçmaz
kervan geçmez
yosun bile tutmamış
taştan
köprüler gibiyim
hendeselik hesabım yok...
bu dün
başımın altına saklamışım
bayram diye yarın yıldızları
uzanıp uzanıp bakmışım
gülüşlerime
yastığımın altında
güneyli karınca yuvası
ılık bir rüzgar eser
vay ki ne vay
tırnak diplerimde
güneşin pulu...
bu gün
yapıcılar beton dökmüş
harç karmış sıva yapmış
astar çekmiş boya yapmış
germiş evlerin arasına
kalınca duvar
girmesin diye soğuk
yağmasın başlarına
diye yağmur
ne kadar örtsemde sıkı sıkı pencereleri
pervazlardan sızıyor
gülüş sesleri...
bu yarın
balçık diye
çocuk ellerimi sıvadım
şiir şiir
defterime
kurt ölüsü gibi kalmamak maksat
börtü böceğe...
ne tarafa dönsem
yangın yemiş ağaç ölüleri
ürktükçe
bozkıra inesim var
ince derelerin
kavak gölgeli kıyılarına yaslayasım
bodur dallarımı
gelsin şimdi karakış
davudi sesiyle
korkarsam
ne olayım...
ay düşmüş
dolun
aktıkça dalgalanmış yüzünde
suyun
tutsam
dağılır mı
bıraksam
dolun
cazsal bir yalnızlık bu
slov soprano kadın sesi
aydan buğulu
içinde
tasmalı bir korku
oy dağlarım
dağdağalarım...
Kayıt Tarihi : 21.3.2011 08:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

güneyli karınca yuvası
ılık bir rüzgar eser
vay ki ne vay
tırnak diplerimde
güneşin pulu... '
Şiir yüreğin dert görmesin...
TÜM YORUMLAR (2)