Çeyizler sandıklara gömüldüğü günden,
Kutsal kitap kundaklanıp, duvara asılalı beri,
Mavzerler uzak kaldığı vakit mevzilerden,
Yırtıldı kanımızla yazdığımız tarihin çeperi.
Gelenek dediler, gelen eklerle özü yok ettiler,
Töre namına türlü saçmalıklar türettiler,
Saf gerçekleri perdeledi giydirilmiş görüntüler,
Emeğimizle ürettiğimiz ne varsa tükettiler.
Derisi yüzüldü pervasızca Hallac-ı Mansur’un,
Boynu vuruldu akılsızca nice ulu unsurun,
Mana evi yıkıldı ruhun, maneviyat adına,
Ne huzura erdi insanlık ne büyük muradına,
Hak katında ne varsa yürekte erittiler.
Elimizin tersiyle itiyoruz Tanrı’yla aradaki putları,
Yemiyor, çiğniyoruz topuklarımızla sahte mabudları,
Dünyanın bir ucundan diğerine uzanacak hayaller,
Dağları delirtecek, denizleri köpürtecek eller,
O ellerle örülecek koskoca devrime inanıyoruz,
İbrahim’in baltasının etrafında kümeleniyoruz.
Bu devrim;
Bir ulusun doğmasıdır imparatorluğun küllerinden,
Mübarek bir bahçede solan cem güllerinden,
Yeşersin de, yeşili çoğalsın diye yeryüzünün,
En kızılının yeniden yeşertilmesidir kara toprakta,
Bu devrim başka devrim…
Kayıt Tarihi : 12.12.2008 18:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!