Bu Deniz Nice Firavun Boğar Şiiri - Yoru ...

Necmi Ünsal
331

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Maveradan uzandı beşere sonsuz bir ip.
Medet uman ellere indi mutluluk çağı.
Asırlar bezgin, yıllar baygın devrana girip.
Feza ötesi ışık sardı bostanı bağı.

Hayatın serencamı mevtin ufkuna pustu.
Umutlar yasta şimdi, hayaller de ağlıyor.

Tamamını Oku
  • Abdul Vahap Altay
    Abdul Vahap Altay 27.12.2007 - 03:32

    güzel bir kaleminiz var sizi kutluyorum, kulağa hoş gelen bir şiir tebrikler

    Cevap Yaz
  • Zehra Akcabay
    Zehra Akcabay 26.12.2007 - 21:44

    okuduğum ve sizi tanımama neden olan ilk şiiriniz.kaliteli,şiir gibi şiir kendini belli ediyor.
    kolay gelsin.

    Cevap Yaz
  • Ömer Taşoğlu
    Ömer Taşoğlu 26.12.2007 - 20:17

    şöyle bir kenara çekilip alkışlamak geldi içimden....

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 26.12.2007 - 18:40

    Üstad köşeyi şereflendirmiş.
    Harika eserlere imza atıyor.
    Kendisini tebrik ediyorum.
    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Deniz Gökgün
    Deniz Gökgün 26.12.2007 - 17:57

    'Kendi ateşlerinde yanarlarken ah-u zar '

    Biri çıksın ve bu dizeyi bana açıklasın.Yani, hece çalışması dili bu kadar mı bozdurur ?Ben mi tutucuyum ?
    'ateşlerinde yanarlarken 'TDK (Türk Dil Kuralları) da ne kadar doğru?

    Necmi Uysal sağlam kalem belli.Ama yorum yazmak canım cicim , sen ayran ben hayran muhabbeti mi?

    Yapmayın...Böyle nasıl gelişecek şiir ? Ne yapacak şair?

    Doğru , beğenilmek herkesin hakkı.Ama kim öküze öykünen kurbağa olmayı ister ki...




    Hani Nerde Roma Babil
    Ebabiller Rab kuşları.
    Pırpır eder kanatları.
    Hep hakçadır uçuşları.
    Ürkütürler kör atları.

    Susmadılar attılar taş.
    Kanat kanat Hakk’a destek.
    Zulme isyan çatılan kaş.
    Nura aşık, küfre köstek.

    Mübarek bir kuş ebabil.
    Nerden alır emirleri?
    Hani nerde Roma Babil?
    Su eritir demirleri.

    Menat, Uzza, Lat ve Hubel.
    Helak oldu Ashab-ı Fil.
    Kuş kuş aktı gökten bu sel.
    Hak uçuşa Allah kefil.


    7 Ağustos 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 00.43 *4+4

    Necmi Ünsal


    Şairin son kaydettiği şiir.Zahmet edip başka şiirlerini de okudum.Toplamda dikkatimi çekenlerden …..İtiraf edeyim ismi bana “oku” beni diyenleri okudum.
    Marifet
    Marifet yaşamak değil, yaşar hayvan da!
    Marifet, dimdik kalmak, su alıp batsan da.
    Boş laflar edip, su dövme köpük havanda!
    Ayağın yere bassın hep, gezme tavanda!


    19 Şubat 2004 Perşembe, Danimarka-Køge18:32
    3+5+5

    Necmi Ünsal

    * Dağlar Ters Kuyudur
    Nuh Peygamber bitirmeden gemisini,
    Yağmur yağmamıştı henüz!
    “ Haydi binin ” diye yükseltti sesini
    “ Kalmadı vaktiniz, doldu gününüz! ”

    Gökten boşalan yağmur değildi!
    Dökülüyordu sanki şelaleden.
    Vadiler doldu ağaçlar eğildi,
    Nehirler denize gidemeden.

    İnanmazdı Nuh’un oğlu babasına.
    Hâşâ, derdi O’na ihtiyar bunak!
    Büründü günahıyla abasına.
    Umursuz dedi, en yüce dağ bana konak.

    Dağa çıkarım diye yüksekliğine güvendi.
    Güvendiği dağlara yağdı kar!
    İnkarın gölgesi benliğine düşendi.
    Nebî de olsa baban, Allah’ın sillesi yıkar!

    İnkarın neticesi olmaktır helak.
    Sonu nedametle yanış!
    Süz geçmişi anlarsın, edersen merak.
    Biter mi bilmem bu sinsi aldanış!

    Güneşten kaçmak yarasanın huyudur.
    Dağlar yutar, boğar adamı!
    Bazen onlar ters kuyudur.
    O’nun sevgisi okyanusta ulaşılmaz ada mı?


    9 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.43

    Necmi Ünsal

    Madem Öyle....
    Buraya kadar diyorsun.
    Arkana bakmadan gidiyorsun.
    Öyleyse çıkar beni hayatından.
    Sil at dünyandan.
    Bu da yetmez!
    Gönlünden de çıkar.
    Yapabilir misin?
    Madem bıraktın beni!
    Uzaklaş öyleyse
    Benimle ilgili her şeyden.
    Çınlamasın kulaklarında sesim!
    Yer etmesin cüzdanında resmim!
    Yürümesin ayakların
    Gezdiğimiz yerlerde.
    Gücün yeter mi?
    Düşünme beni seherlerde!

    Cesaretin var mı,
    Altında oturduğumuz ağaca bakmaya?
    Yüreğin yeter mi,
    Kır çiçeklerini okşamağa?
    Haydi git! Giderken çevir balçığa
    Beraber gezdiğimiz sahilleri.
    Beni getirmesin diye aklına.

    Selamlayabilir misin
    Kağıt helvacıları?
    Gücün yeter mi görmeğe
    Balık kebapçıları?
    Uğrayacak mısın
    Kır kahvesine?
    Çınaraltı çay bahçesine?
    Nasıl yudumlayacaksım
    Sevgimizin şahidi çayı?
    Kurtarbilir misin
    Bize takılan köpekten paçayı?

    Ruhunda esen fırtınada
    Kadıköy vapurunu boğaza göm.
    Ne cevap vereceksin,
    Simitleri paylaştığımız martılara?
    Kaldır albümleri raflardan.
    İndir resmimi duvarlardan.
    Omuz-omuza yürüdüğümüzün şahidi
    Islak kaldırımları sök at!
    Durdurabilir misin
    Dolunay altında dinlediğimiz dalgaların sesini?
    Yapabilir misin?
    Benden kaçabilir misin?
    Bana, ikimize ait her şeyden?

    Söndürebilir misin kalbindeki
    Benimle yaktığın ateşi?
    Karart beni ışıtan güneşi!
    Mühürle benimle geçen zamanı!
    Kilit vur hatıralara zihnindeki!
    Dalma mazimize anılarımızın neşesi!

    Durur musun artık,
    Benim nefeslendiğim diyarda?
    Yaşayabilir misin yaşadığım dünyada?
    Bil ki sen teksin,
    Hâla bir tanesin nazarımda.
    Bırak ta git kalbini burada,
    Benim yanımda.
    İşte o zaman rahat uyurum mezarımda?


    1 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 22.10

    Necmi Ünsal




    Köpekle Yatan Pireyle Kalkar
    Pireyle kalkar, köpekle yatan.
    Halin bu işte, nedir fiyakan!

    Köpeksiz köyde serbest gezersin.
    Hak yok hukuk yok, mazlum ezersin.

    Bir laf söylersin ki bal kabağı.
    Huyun yalamak beleş tabağı.

    Yangına giden sensin körükle.
    Seni bağlamak lazım örükle.

    Konuşma artık, palavran yeter!
    Lafta gümrüğü aştın sen yeter!


    18 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.50
    5+5

    Necmi Ünsal







    Hüzün Devi
    Kanayan yarama dert merhemi sürülür.
    Neşteriyle hüzün devi tabibim olmuş.
    Şu divane gönlüm gamdan gama sürülür.
    Vurmuş o gözlerin, ecel sebebim olmuş.


    11 Mart 2004 Perşembe, Danimarka-Koge 00.40
    6+7

    Necmi Ünsal




    Uykularımı Yılan Soktu
    Uykularımı yılan soktu.
    Emdim kanımı,
    Tükürdüm.
    Yanımda sadece
    O yoktu.
    Ben yaşanmamış bir ömürdüm.
    Hece hece mesken tuttum
    Şiir kokan kuytularımı.
    Ben ayrılıklara konan mühürdüm.
    Koparmaya çalıştı hasretler
    Ellerini tuttum.
    Kim bilir kaç geceyi
    Sevda şiirleriyle uyuttum.


    30 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.08

    Necmi Ünsal



    Tüm Hayatım Yalan Benim
    Kara gecede mavi boşluklara koşup,
    Yıldızlardan bir aşk bestesi çalan benim.
    Sevda denizinin dalgalarıyla coşup,
    Pembe pembe yanan sevdaya kalan benim.

    Deryalarda parlak incilerden bir ışık alıp,
    Mavilerden göğe boncuklar salan benim.
    Hasretlerle nisan yağmurlarına dalıp,
    Güllerle bir nebze sohbete dalan benim.

    Dönülmez gurbetlerin kavşaklarına girip,
    Hasretler yurdunda ağlayan nâlân benim.
    Visalsiz aşığı sır atına bindirip,
    Maşuğuna yollayan vuslata palan benim.

    Belki döner diye uzun uzun bekleyip,
    Ömrünü bir aşka harcamış talan benim.
    ‘Ben sensiz yapamam asla! ’ derken tekleyip,
    Bak yaparmışım, tüm hayatım yalan benim.


    5 Haziran 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 17.51
    6+7

    Necmi Ünsal



    Ömrüm Parmak Uçlarımdan Aktı
    Pek çok şey yazdım bu hayata dair.
    Keder, neşe, gam, sevinçler ve sair.

    Ömrüm hep parmak uçlarımdan aktı.
    Coşkun şelale öteye de sarktı.

    Hayat sorgusu bence çok önemli.
    Ölüm... Ona yan duruş problemli.

    Acılar ağır, bükülmüş boyunlar.
    Sona mahkum hep hileli oyunlar.

    Fâni tokmakla dövülür bu dünya.
    Dövüldükçe de hep ezilir güya!

    Fâniler sulhla güzelleştiği an.
    Döner sevgiyle bekâya bu devran.

    Bekâ fenâyı hep tezyinden geçer.
    Gönüller O’nun nur feyzinden geçer.


    27 Mayıs 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.17
    5+6

    Necmi Ünsal



    Fare Fil Ayağı Ezmede
    Yabancı bir bunalımda bozuk kişilik.
    Göz iğreti, gözlükler maddeyle kirlenmiş.
    Sarıvermiş kalabalıkları ikilik.
    Dingin ruhlar ayakta, kıyamla birlenmiş.

    Kasvet saçan cüzamlı yüzler kol gezmede.
    Fitne tozu dumana katar bu arada.
    Meydanlar boş, fare fil ayağı ezmede.
    Kayırmalar haksızlığa mihenk darada.

    24 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 18.43
    4+6+3

    Necmi Ünsal


    Ha Urganda, Ha Yorganda
    Ben Uhud’un tozuna bulanmış yorgun bir atım.
    Kurumadı asırlardır hâlâ, akıyor terim.
    Sevgilerle büyüttüm kalbimi, aşkla donattım.
    Ha urganda olmuş ha yorganda, ölüm zaferim.

    Yarım kalan hitamsız sevdalar benim kandilim.
    Göz yaşıyım ben hüzün nehrinde tüm yetimlerin.
    Boynu bükük öksüzün elinde ıslak mendilim.
    Zebunuyum muştuya bulanmış sır betimlerin.

    10 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23.26
    4+6+5

    Necmi Ünsal




    Ayıdan Daha İyi Bir Balaban Olmaz
    Arama, ayıdan daha iyi bir balaban olmaz!
    Ayarı bozuk bir yerde, senden bet gariban olmaz.

    Hizmetinde kusur etme, en son nefesine kadar.
    Terk-i diyarından sonra kimse senin baban olmaz.

    Mertlik, yiğitlik güzel de; serde gözü karalık var.
    Sopayı gördükten sonra, hiç kaçmayan taban olmaz.

    Kalp kırma, sadra merhem ol; gönül yarasını hep sar.
    Yürekler süren hasretten daha kötü saban olmaz.

    Kimi sıla yolu gözler, kimi de ela gözlü yar.
    Özlem dorukta, gurbetten daha kötü yaban olmaz.

    4 Haziran 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.49
    8+8




    Yalnızlık Yalnızı Oynar
    Buz tutmuş havsalam ayaz dolan yüreğimde.
    Sürüklenir sevdam bu dipsiz ve dik eğimde.

    Çürüdü ellerde kalbe inmeyen dualar.
    Büküldü bellerde insicam buldu belalar.

    Erişti sükutlar yürekte yanan ateşe.
    Parıldar yakutlar, paslı beyinde telaşe.

    Ağır bir bezginlik esirliğinde hayatın.
    Sağır bir gezginlik körlüğünde seyahatın.

    Masum, ürkek, bakir bakışlarda soru şaşkın.
    Zalim, korkak, hakir isyanlar diz boyu, taşkın.

    Asırlar sıtmalı, hastaya ateş verilmiş.
    Beyinler sıkmalı, kafadan diken derilmiş.

    İsimler kavgalı, hep toprak olmuş sonları.
    Cisimler kargalı, zaman leş yapmış onları.

    Kör olursa gözler, fani sevdaya tutulur.
    Kor olursa közler, fani beladan kurtulur.

    Bu uzun nehirde membalar derinden kaynar.
    Bu tenha şehirde yalnızlık yalnızı oynar.


    15 Temmuz 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 20.48 *6+8

    Necmi Ünsal





    Şiirlerin tozu alındı....Bu temizliğe yeni bir şiir yakışmaz mı şimdi şair ? Kalem mi kırıldı 2004 de ?



    Cevap Yaz
  • Ali Rıza Atasoy
    Ali Rıza Atasoy 26.12.2007 - 17:55

    Bağ kuru bahçe kuru, balkonda saksı kuru.
    Hasretler düştü gönle, güneşler yola doğar.
    Barut nem kaptı çağdan, toplar delemez suru.
    Dalga dalga bu deniz, nice firavun boğar.

    Gerek şekil yönüyle gerekse içerik olarak kendini okutan bir şiir, şair dostumuzu can-ı gönülten tebrik ediyorum ve seçici kurula teşekkür ediyorum, şiirseverlere saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Bedir Kocaman
    Bedir Kocaman 26.12.2007 - 17:25

    günün şiiri: 26 Aralık 07
    tebrik ederim öncelikle günün şiiri olan şiirin şairini.
    çok anlamlı duygulu ve fikirlibir şiir
    tebrikler

    Cevap Yaz
  • Alaaddin Taşkın
    Alaaddin Taşkın 26.12.2007 - 17:02

    Mesajları olan güzel bir şiir. Tebrikler. Selam ve saygılar.

    Cevap Yaz
  • Ali Cengiz
    Ali Cengiz 26.12.2007 - 15:29

    14'lü hece ölçüsü ile yazılmış güzel bir şiir, günümüzde hece ölçüsünü kullanan şairler pek az, şiir yazanlar genellikle serbest ölçüyü tercih ediyorlar (sanırım daha kolay oluyor)şairi bu yönden tebrik ederim.Ben Sayın Necmi ÜNSAL'ın ismini ilk defa bugün bu şiir ile görmüş ve kendisini tanımış oldum. Şairin kendi sayfasından diğer şiirlerine baktığımda 14 sayfada 277 şiirinin kayıtlı olduğunu ve genelde popüler ibareli olduğunu gördüm. Şaire bundan sonra ki sanat hayatında başarılar dilerim.

    Cevap Yaz
  • Zaman Sarrafı
    Zaman Sarrafı 26.12.2007 - 15:10

    Tebrik ederim Necmi Bey.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta