Bu da Geçer Yahu..

Karanlık odam, pencerem kapalı..
Radyo açık kalmış, Sezen Aksu çalıyor;
"İstanbul İstanbul Olalı.."
Çayım soğumuş,
saate bakıyorum,
sabaha ulaşmış vakit..
Kalkıp yenisini demlemek gerekirdi belki,
belki bir iki dilim peynirle birlikte iki üç zeytin alırım yanında,
ama, boş ver yahu..
Uyurum belki, kaldığım yerden..
Hem daha acıkmadım ki ben..
Bu saatte kahvaltı mı olurmuş..
Acıkırsam eğer,
bir sigara daha sarar içerim, geçer gider..
Kapının arkasında asılı duran karartı da neyin nesi?
Giderken götürmedin mi sen onu be kadın!
Kendi ellerinle ördüğün o mor atkı, burda mı kaldı?
İyi de, kış çoktan geçti.
İhtiyacım olmaz ki atkıya falan..
Hem ben dışarıya da çıkmıyorum, uzun zamandır..
İki üç günde bir ekmek almak için bakkala gitmemi saymazsak tabi..
Ah.. Susadım..
İyi ama, dolapta su kalmadı ki..
Gece saat üç buçuk falandı galiba, son yarım bardağı içtiğimde..
Sabah olsun da, yenisini sipariş ederim..
Çok susarsam musluktan içerim..
Susuzluk da dert mi ki?
Bir sigara daha sarıp içerim,
biraz daha uyurum sonra belki,
susuzluğum da geçer, geçer elbet..
Dün sabah annem aradı..
"Nasılsın oğlum? İyi misin? Hayal kızım nasıl? " diye sordu..
"İyiyim anne. Siz nasılsınız? Babama selam söyle" dedim,
telefon kesildi..
Telefonu şarj etmeyi unutmuşum da, yarıda kesildi..
Sonra fişi takıp öyle konuşayım dedim,
sonra üşendim, vazgeçtim..
İyi olduğumu söyledim nasılsa, merak etmez..
Çok önemli bişey olsaydı ev telefonundan arardı nasıl olsa..
Aramadı..
Önemli bişey yokmuşsa demekki..
Hem çok merak ederlerse, merakları da geçer sonra sonra..
Arkadaşlarım gibi onlar da ümidi keserler benden..
Dostluklarmış..
Arkadaşlıklarmış..
Vefaymış..
Ömrüm geçiyor, uzayıp giden sakallarımla beraber,
Dostluklar da geçer,
arkadaşlıklar da geçer,
vefa da..
Uykusuzluğum geçmez bir tek..
Ha bir de tütünsüzlüğüm ve çaysızlığım..
Sen geçtin bir kere..
Bu saydıklarım neden geçmesin ki? ..
Ben de geçerim hatta, kendimden..
Amaan..
Bu da geçer elbet be adam..
Bu da geçer yahu!

Mehmet Emin KADIHAN
7 Mart 2013 Perşembe 15:48