Sensiz bir ana vardım ki uykusuz
Yalan yok uykusuzum lambalar zindan
Sabahım yok dünden kalma kafa bozuk
Dalıp gitmekteyim içtiğim çayın derinliklerine
Boğulanı benim karaya vurmuş küskün
Bir siluet resimden ibaretim üşüyen
Beyaz tenindeyim vardım ki uykusuz
Gecedeyim geç saatlerinde dudağımda ıslaklığın
Beter bilindik bıçak yarası gibi kıpkırmızı
Sıcak mevsiminde Ankara’dayım sırılsıklam
Canın sıkılırsa yaktığın sigarayım tütenim duman
Ömür dediğin hançerim kendi yüreğime saplanan
Gidenim bir arpa boyu yola düşenim
Çölünde güneşim bitkinim hasretim susuz
Yeter be… dedim sabaha vardım ki uykusuz
Yanaklarına doğru düşenim hüznün yırtarcasına bakışlarına
Acı çekenim çam ormanları yana içimde
Közünde nargile dumanıyım can veren
Bulutum başım döner çarpar çok içersem
Yinede umursamaz mı mazgaldan düşen saçların
Her bir teli düğümlenir, her bir teli giyotin
Boynu kırılan benim infazını yarım bıraktığın
Gizde saklı sevdadayım çığlığı fısıldayan
Çırpınıp duranım siyah sokaklarında sensizliğin
Kar tanesiyim kış gecesi üşüyen parmak uçlarında
Eriyip gidenim sabahında vardım ki uykusuz
Tatsız tuzsuzum yeter gelir, artar gelir zulüm
Pervaneyim bedeninde çırılçıplak gelir ölüm
Ekrem SAVAŞ
05. Ekim.2007
Saat: 22:15
ANKARA
Kayıt Tarihi : 8.4.2010 23:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!