Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burda biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider
Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
''Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim ''
..............
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider .''
Evet,aşk bittiğinde ,çekip gitmeyi de bilmek gerekiyor.Yani nehir akıp gitmeli.Çekilen setler yüreği daha da çok kanatıyor bana göre.
Güzel şiir.A.BEHRAMOĞLU'nu kutluyorum..
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
Yüzün bir kır çiceği gibi usulca söner
Sıcak bir yaz akşamının'da ruhumu serinleten müthiş bir eser.
Usta kalemine sağlık.
Saygılarımla...
Dr.İbrahim Necati Günay
ben giderim derken aslında gidemeyişini unutamımayışını sitemli bi şekilde ifade etmiş bence çok güzel dizeler....
Çok güzel safça sade dizelerdi. Bir nehir gibi akar gider her gidiş
Ne deyim bilmem ki. Atalarımız ne güzel söylemiş.
'Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az'
bu solcular da illa silahi siirlerine sokacaklar..
Eyyamcılık yapmıyacağım.Ataol Behramoğlu da kötü şiir yazar.Ama Biraz önce Sezai Karakoçun bir iki şiirinede aynı şeyi yazdım.Marka olmaya gör:)) Yeriz ustam devam et.Yorumcular izinli puancılar görevde::)))
güzel olmus
haluk leventin o gür sesinden dinlemek melodili daha güzel...dinlemeyenlere bilmeyenlere tavsiye ederim...
osman coşkun
Ben aşk yoktur diyorum.Bazı arkadaşlar olmaz öyle şey diyorlar.Bu şiirde de şair işine gelmedi diye biter bu aşk diyor. hemen bitiyorsa bu aşk demek ki hikaye.
Aşk Denilen Şey Görülmemiştir
Dostlarım,bugün sizlere çok önemli bir gerçeği açıklayacağım
Hem de su katılmamış bir olguyu
Olay değil
Sadece ilgilenenleri ilgilendirir
Aşk denilen şey görülmemiştir
Bu olguyu aydınlatmak için günümüze ulaşabilen tüm aşklar irdelenerek
Tarihsel bulgu ve buluntular değerlendirilmiş
Tüm verilerin titizlikle yapılan analiz ve sentezleri sunucu
Aşağıdaki açıklamayı yapma gereği duyulmuştur;
Aşk denilen bir şey görülmemiştir
Bunun aslında insanların birbirlerinden yararlanmak amacıyla çıkarttıkları
Ve kökü ilk insanlara kadar uzanan düşsel bir yalan olduğu tarafımdan saptanmıştır.
Uğruna savaşların çıktığı milyonlarca kişinin açlık, sefalet,yalnızlık, hüzün ve ızdırap çektiği
Mecnun'u çöllere,Ferhat'ı dağlara ve şairleri onulmaz dertlere düşüren
İnsanlık tarihinin en büyük ve en tehlikeli bu sorununu aydınlattığım için
Beni takdir edenlerin yanında tehdit edenler de mutlaka olacaktır
Bilimsel gerçekler uğruna her şeyi göze alarak bu açıklamayı yapıyor
Meyva vermeyen ağaçlardan yapılan darağacına aşkımı asıyorum...
Not: Bu mesaj 4 bin yılında yaşayan insanlara tarafımdan atfedilmiştir.
Ahmet Nural Öztürk
Bu şiir ile ilgili 75 tane yorum bulunmakta