Göl-nilüfer, çöl-yağmur, aşkından öte tutkum.
Engin deryalar aşıp, demir dağları yarar.
Ferhat, Şirin'i görmüş gibi tutuldu nutkum!
Nasıl ki kelebeği ipek kozası sarar,
Kimse kimseyi sevmez seni sevdiğim kadar.
Daha ilk gördüğümde zambak özlü simanı,
Sükûtu altın saydım söz söylemek gümüştü.
Ne rüzgâr beni dinler ne fırtına limanı...
Duygu tufanı aşka, aşk tutkuya dönüştü;
Bilemezsin bu sevda gönlüme nasıl düştü.
Aşk adına kâlplere gizli düşen kıvılcım,
Ruhun bile duymadan sessizce çakıp gider.
''Ne gerilmiş yayım var, ne çekilmiş kılıcım''
''Hislerin en güzeli gönlüne akıp gider.''
Dese de, gözyaşına sanma ki bakıp gider
Tatlı başlayan aşkın neylersin seyri başka,
Kader ayrılık yazmış kim için diş bilersin?
Çektikçe bitmez çile dahil olunca aşka,
Ne vuslata yol arar ne ismimi silersin,
Bu hasret bitsin diye bilmem ki ne dilersin.
Ne dilersen razıyım, uzayıp gitsin liste,
Seba tahtıyla başla, sırça köşklü saray yaz.
Yaz gününde kardelen, zemheride gül iste;
Pırlantayı mor dile, has inciyi bembeyaz...
Yeter ki aramızda esmesin deli ayaz.
Kısalan ömre inat uzayıp giden hüzün
Yıllardır halka ekler hasretin zincirine.
Farkını sorma bana gece ile gündüzün
Hasretin çekirdeği sığmıyor incirine,
Bir çarpan iki gönül uzaksa birbirine.
Bir gül geçse eline, yası biter yaslının.
Düşler aklıma her gün bir çiçek takıp gider.
Bu aşk başka sevgili, Kerem ile Aslı'nın,
Sönmez kıvılcımını miras bırakıp gider;
''Sönsün diye su döksen, suyu da yakıp gider!''
Kayıt Tarihi : 10.1.2023 18:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Videolu şiir.
Tebrikler İrfan Bey, değerli Hemşehrim...
Önce yüreklerimizi alıştırmışız buna,sonra kafalarımızı
Ki;bu yüzden içimiz hiçbir zaman yoksul değil,
yoksul olmadı.”
~Edip Cansever
Kutlarım,Sayın Yılmaz
Selâm,saygı ile…
TÜM YORUMLAR (31)