Kınalı türküleri tutup kolundan
Namluların bağrını sıkıyor bu adam
Derdini dağlara emanet edip
ßir ßilinmezliğe doğru gidiyor ßu adam
Sabır taşını duvarlara çalıp
Issız uğultulara karışıyor bu adam
Gözleri sabıkalı, yüreği zanlı
Yoklukla varlık arasında kalıyor bu adam
Bütün Aydınlıkları geride ßırakıp
Güneşin bağrını söküyor bu adam
Umutlarını, heveslerini zincire vurup
Mazisini fırtınalarda boğuyor bu adam
Ağlayan yıldızların isyanını içip
Titrek dudaklarını ıslatıyor bu adam
Kaldırımların çığlığını, dağların hüznünü
Yüreğine zula yapıp gidiyor bu adam
Varlık uçurumunun kenarında durup
Sualsiz sorgusuz, kurtuluşun ipini çekiyor bu adam
Ölümü vaad eden azraille pazarlığa girip
Bir bilinmezliğin kapısını aralıyor bu adam
Hayata umuda dair ne varsa
Hepsini ardına bırakıp gidiyor bu adam
Umudun son ışığının gırtlağını kesip
Dünyasını karanlığa boğuyor bu adam
Yaşanan boş saatlerin hiçliğini
Zanlı gözleriyle süzüyor bu adam
Zamana rest çekerek, saniyeleri susturup
Sonsuzluk alemine gidiyor bu adam
Yüreğinin kuytu hücresinde gizlediği sevdayı
Kerpetenlerle söküp çıkartıyor bu adam
Son bir kez öpüp koklayıp
Göz yaşlarıyla yağmura bırakıyor bu adam
Zihnindeki amansız soru işaretlerini,
Sorgulayıp tek tek katlediyor bu adam
Bütün elemlerini semaya haykırıp
Rüzgarın nefesini daraltıyor bu adam
Kaybettiklerini yitirmenin sancısıyla
Hesabını dağlardan soruyor bu adam
Karanlık nazarlarını geceye dikip
Yıldızların soluğunu kesiyor bu adam
Cesetini ruhundan sıyırtıp
Özgürlük kıyafetine kavuşuyor bu adam
Güneşin sahte bedenine sıkarak kurşunu
Aydınlığa postasını koyuyor bu adam.!
Dumansız cigarasının son demini içip
Bütün sahte sevdalara lanet ediyor bu adam
Kaşlarını catarak Son kez maziye bakıp
Zifiriyi kendine mesken tutuyor bu adam.
Kayıt Tarihi : 11.2.2006 10:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)