El kadar çocuk
sabi
bir (rüyalı, tatlı) gece amcaları
ellerinde koca oyuncakları
tekmelerle uyandırdılar,
ford marka beyaz, minibüse attılar
Suçun;
“örgüte girmişsin
kuryeymişsin- pek ağır” dediler
önce
lolipop, , çikita muz verdiler
ördeği öttüremediler
işi adabıyla yapmak gerek dedi rütbeli biri
azar, küfür, kötek
“anneeee, babam nerede
söylerim hepinizi
..................................
n’olur çişim geldi”
dedi
sonra yazıp çizildi
ellerini kelepçelediler,
bu işte tamam deyip, çay demlediler.
Koca bir salon, yukarılarda adamlar
“bak oğlum”
-bir oyana bir bu yana
sık sıkta tavana bakıp
hep terliyordu biri-
uzun konuştu pörtlek gözlü, pancar suratlısı
“okulum, oyun, geleceğim, ekmek, açım.....”
diyecek oldu......
susssssss diye gürledi
sen ne anlarsın bunlardan
daha yaşın on iki
!
diyecekti çocuk “hah yaşım on iki, neden bu korku,
bu hiddet niye- buralarda benim işim ne”
suç ağırdı! sekiz yıl yedi
nede mahzun bakıyordu baş belası!
çocuk değil, melek misali!
kim derki bu çocuk büyük adam olamaz
ama böyle bir dava cezasızda kapanmaz
attılar sübyan koğuşuna.
Bir sabah kahvesini içerken
sinirlendi yargıç, kükredi, höpürtedip kahvesini
“yok” dedi “emekler boşuna”
nokta dergisinde manşet, pos bıyıklı, kıllı
iri-yarı –ayı bozması-
koca siyah tespihi elinde
kurye çocuk kucağında.
Yok dedi yargıç, bir kere daha, yok dedi
Bunlar adam olmaz
Bozukluk bunların kanında.
Malatya 87
Kayıt Tarihi : 12.2.2003 20:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!