Muharrem Ertaş'ın ruhuna fatihayla.
Aydost bozlakların esrarlı dili
A'rafta ünleyen fermanlı deli
Yokuşa sür yine mızrabı teli
Sazda en hüzünlü perdesin usta
Sinezen garibim nerdesin usta
Kırklar divanına yol oldu sazın
Hayran idin hakka vardı niyazın
Gaipten mi geldi senin avazın
Son perdede mahşer kurulur usta
Feryadınla canlar dirilir usta
Yana yana ateşlerden dem aldın
Yokluk ikliminin abdalı oldun
Sazınla göklere velvele saldın
Bağrımız taş olsa erirdi usta
Yörükler yaylaya yürürdü usta
Obalar derilmez beyler bir garip
Dağıldı düğünler köyler bir garip
Bilir hatasını söyler bir garip
Bozlağın mayası bozuldu usta
Kopuzla bendimiz çözüldü usta
Seninle çağlayıp durdu bozlaklar
Ezgiler şahını sordu bozlaklar
Kurt Beli'ni aştın yordu bozlaklar
Avşar elleri'yle şakıyan usta
Bozlak değil meydan okuyan usta
Bir ömür çileye yol gösteren oy
Kerem'in ardından izler süren oy
Bozkırın ufkuna ağıt geren oy
Kalk söyle türküler susmasın usta
Emanet figanı kesmesin usta
Aydost topraklara dağılmış sesin
Hicranı eleyip boğulmuş sesin
Bir beyaz mermere yığılmış sesin
Unutmadım seni duy beni usta
Nöbette bir aşık say beni usta
Kayıt Tarihi : 27.12.2007 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu kutlu diyarın gönül erisin
Nesiller ardınca koşa be Ustam.
Göze suyu gibi paksın, durusun
Ünün kıtalara taşa be Ustam.
Teknoloji çağı,zamana uyduk
Bülbül avazını ölüyken duyduk
Ustalar içinde en başa koyduk
Getirdin hepsini tuşa be Ustam.
Çoluğu çocuğu getirdin aşka
Engin yüreğini çevirdin köşke
Bu garip de seni görseydi keşke
Çevirsek zamanı başa be Ustam
İşte yürektesin, işte gönülde
Zaman su mîsali ne kaldı elde
Dünyada gülmedin,ahrette gül de
Daim kalbimizde yaşa be Ustam
Demişsin her insan yapsın işini
Ne hayalin bildin, ne de düşünü
Yaşadın hayatın en yokuşunu
Geçirmedin ömrü boşa be Ustam
Hiç yoksulum deme servetin gani
Dilden dile gezer Muharrem ünü
Üfle ilhamından arada hani
Kalemim seninle coşa be Ustam
Gelin Gülhani der,nur olsun yerin
Seneler geçtikçe artsın değerin
Yüreği coşarsa er oğlu erin
Yolumuz uğrar mı kışa be Ustam
gelin
24 Kasım 2010/ KIRŞEHİR
EROL AL/DENİZLİ
TÜM YORUMLAR (2)