Bozkırın Rüzgarı Şiiri - Mustafa Şehit

Mustafa Şehit
36

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bozkırın Rüzgarı

Bir garip gömleğin düğmesi idim
Bozkırın rüzgârı zorladı beni
Komşu ovanın pamuğuydum düzlükler boyu
Körpe kızlar elinde dokundum, birbirinden güzel
İplik oldum, iplik oldum
Düğmelere dolandım narin ellerde

İplik oldum
Bir garip çarığın bağcığı idim
Bozkırın rüzgârı eskitti beni
Rüzgâr ki sahibi bu yalnız bozkır
Çözüldükçe bağladı
Bağladı kendine çözerken ben beni

Bozkırın rüzgârı
Mevsimlerce pervasız
Kışın taze kokusunu iter yakamdan
Eski, tahta pencerelerden açılır bahar ardı sıra
Ve tepeler boyu tomurcuk, kırlar boyu çoban ekmeği
Gelincikler ve kömür isli bir hava
Benimle kırk, benden önce binlerce yıllık tarih
Dışarıdan baksan küçük
İçeri girsen anlı şanlı bir coğrafya

Bozkırın rüzgârı bir hoyrat ıslık
Seslenir ki yılkı taylar çıldırır
Seslenir ki aşıklara dil olur
Seslenir ki memelere süt
Seslenir ki hasretimi andırır istinasız her gece
Her gece ısrarcı bu yalnızlığa

Bozkırın yüce sesi
Muhabbet, muhabbet dilim dolanır
Yakardıkça düşüncem, düşüm körelir
Bu garip benliğimi bilmem gerekir
İpliğim, bağcığım, düğmeyim, neyim
Rüzgarlar içinde bir bilinmezim

Bozkırın yüce sesi
Seslenir ki hasretimi andırır istinasız her gece
Her gece boynumda hatırlamam için
Her gece dua dua dolar avuçlarım
Ve bozkıra açık, göğe değil
Bir yıldız düşerse kaldırmak için

Mustafa Şehit
Kayıt Tarihi : 11.7.2021 22:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Şehit