ses yankısını yitirir sükût derinleşir
gölgesini ateşe verir Nemrut
katreler tutuşur
umuda yüreğini taşır karınca
hüdhüd bakışları tarar derbentleri
Süleyman ordularının nabzı vurur hâlâ toprakta
ağaç silkinir dağ ürperir yıldızlar titrer
takdir dile gelir hilkatin lisanınca
toprağın sağır gözlerine dokunur kef ve nun
yıkılır sükûtu emziren sütunlar
ses verir münadi ses olur yedi renk
sürgünler biter uzlet taçlanır
müjde semalarını süsler cemre ve şafak
gökyüzü gezgininin gözlerinden süzülür iki damla âb-ı hayat
ve söz şafağa dokunur
Mikail busesiyle kutsanır zemin
bir demet hercaimenekşe bir buket meltem
bozkırın kurtuluş gemisi yürek iklimi
kavruk gönüller dergâhı
salkımsöğüt vuslatlar boy verir kurnalarında
çeşme ebruli sevdadır bozkırın can damarında
sema ferahlar toprak dinlenir ses âhengine kavuşur
ebabil dudağında metruk bir çığlık olur Ebrehe
dağdan dağa sevda taşır derunî nağmeler
şölen boruları çalınır
sağnak sağnak iner denizler ötesi denizlerden bengisu
derinlerden ses verir kayaları eriten senfoni
küllerinden doğar bozkırın şehrayin anıtı
gün gelir
ritim değişir renk atar zaman başa döner
daimi akıştır böyle sürer bu serüven
su çekilir ses uçar sevda burçlarından toprağa can düşer
hayat yarıya indirilir dehrin gönderinde
sermestlik koyunda hüzünlüdür rüyalar
her şey yurduna döner
yalnız hatıralar kalır çeşmelerin seyir defterinde
Yağmur Dergisi 33. sayı. Ekim- Kasım-Aralık 2006
Ali Osman DönmezKayıt Tarihi : 28.12.2006 09:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!