Ürperiyor karanlıklar
Evlerin gözleri kurşundan ağırdır
Gökkube dalar nefesimden içeri dahice
Adın dilimde zamandır
Nereye çevirsem yüzümü bu evler
Bu evler hep seni bana hatırlatır
Durup sönüyor yıldızlar
Sesler işitilir hadiselerden
Saç kırıntıları dökülür sonsuzluğa
Ağır ağır olgunlaşır sessizlikte acıların rengi
Adın dilim de zaman, zaman kelimelerden Kalma
Sen söyleyemediğim cümlelerin gönlümdeki İşkencesi
Gönül nihayetin de pas tuttum
Nereye baksam zaman içim de yaradır
Nereye baksam sensin
Nereye baksam yer demir gök bakır
Sonbahar da yapraklar baharın etkisiyle dökülürken
Sarmaşıklar bir vakit cılız kalır her sevginin üstüne
Öğüt bırakıp aşk, yalnızlığı iyi zaman ve kötü zamana
Benimse cılız ot dahi yoktur yüreğim de
Şafak vakti ahenkli ölümdür bozkır
Ay ışığı tamamlar matemini
Azabıyla bağlar karalar güneş, gözlerime
Diyebilirim ki yapraklarına güvenemeyen bozkırın
Eğilir siyah saçlarına acımdan bir gölge
Bağlarım ruhumu ilmik ilmik, onun kapısına
Gece gibi çökerken matem yüreğime
Ömrüme takabileceğim cümlelerle büyüyor sessizlik
Büyüyor işkence seni düşündüğüm zaman
Zamanın elbisesini ağır sözcüklerle giyiniyorsun
Yaşamak ağır sözcükler gibi boğazıma düğümleniyor
Ay karanlığına sarılmış yıldızların, düşünce dileğinden gülümsemek
Yüzünden yarıda bırakır gülümseme aşkı
Kök salar gözlerin asfalta, taşa, yosuna
Her baktığımda kaybederim seni bu bakışlar da
Her anın kokusuna yayılır, gözlerin
Dağınık kalır zaman gözyaşlarımda
Gökyüzü aydınlık, üstümüz de yürüyen karanlığı
Susup dinliyorum akıp giden zamanı
Kinime misal olan sensizlik de keşfettim, bu aşkı
Sanki beyanını yitirmiş zamana karşı
Dağılır kelimeler Türkçe dersine ve pembe elbiseye
Durur acıyabilen her insan başka yürek de
Bozkır da mevsimler toplanıyor, ben Türkçe dersine girerken
Sararmış yaprak, seni gördüm ve korkuyorum düşünmekten
Aydan ayrı düşüyor gücünü kaybeden gönül yangını
Akşamı kovalayan dallar ve gücenme aşktan
El sallanmış bütün acıların gittiği yerdir kalbim
Dallarım çiçek açmaz ve ben bahardan habersizim
Sen olgunlaştıkça zaman kaçıyor tohuma
Hiç yolcusu olmamışcasına ben bir sevdaya
Kaçıyorum kaçıyorum kendimden uzaklara
Bozkırın hazzın da eskişehir ve güllerin ihtişamı
Varlığınla ele geçirirsin mavilikleri
Kokundan sarhoş düşer bozkır, gül ve ateşine
İstanbul düşer, bağdat düşer, roma düşer gözlerine
Tabiat hatalarımdan acemi, affet beni
Güne küsmüş ay çekirdeği bakışlım
Bozkır ısssız bakışların gün yüzüne
Güneş gibi
Düştüm dilinin ucundaki kuyuya
Bakışların bakışlarım da
Ben sözün bittiği yerdeyim
Artık bedenler hayatı korktuğu yerde bıraktı
Baktıkca gözlerine canımda görürüm gözyaşları mı
Ay karanlığı lisanı ve geceme çöken hüzün
Derin gölgelere ışık vuran sima, hayalimin
Mehtapı
Kuruyan ağaçlar kuruyan yapraklar
Yürüyeceğim yerde gönlüme ağır geliyor
Bu vakitlerde şiirlerim beni sana anlatamadı
Sana göre ben
Aşk cevherinin acınan, kanayan zavallı yarası
Yorgun yorgun ciğerime çeker sensizliği
Can şenliğin de mevsimleri tatlandıran gözlerin
Mühürlü kalır mahlukatta gözlerin
Bak bu biçare adama
Bozkırın astarını sessizliğe bürümüş hasretin
Soylu manzara uyuşturur hep görünmek İsteneni
Haz manzarasının ahengin de
Benim en büyük menfaatim ölmektir
Soylu manzara göstermez beni
Güzelliği hep, son nefes ötesine taşır
Geçsede hazzın içinden güzelliğin
Öyle gözükür manzara, hep benim baktığım gibi
Kapımı kimseye açmıyorum yalnız şiir anahtarı
Herkesin yataklarından azad ettiği gece ben de yatılı
Bir gece ölümün kandillerinden bak yıkdızlara
Tebessümün papucunu şiirlerime attım
Ateşe değmeyen can da
Bir iz taşıyacak ölüm senden
Sen ruhumda yatan musalla
Geceler ki gönlümden kaldırılmış mefta
Bozkıra benzeyen yürek ve bu yüreğe vedalar giyen sen
Kapıma kısılmış güneş ışıkları, toprakdan yaşlı toprağım
Umuttur bir tutam koparılmıştır Tebessümünden
Kapında zar ile ağladımsa
Yoktun, olmadın, gittin veda etmeden
Kalktı göç eyledi sonbaharın elbisesinden güller
Kanıyor şimdi ezber bozan çiçeğim güller İçin de
Öfkeyle örtülür bakışlar, bakışlar taşlaşan Rüzgara döner
Seyre dalarken kavram yığınlarını
Aynaları çıplak bırakan o hal
Bu dünya gerçek olamaz
Sahra olmuş kalbimle ben sana ağlamakta
Şehrin bileğine tutunup gözlerin
Bozkırın ışığını döndürürken uzaklar
Canıma ateşten hisar ören, yalnız hasretin
Kuru çöller gözlerime tutunur
Karanlıkları zincirleyen yüreğime, hasretin
El ayak çekildikden sonra gönlümde
Gözyaşlarım intikamını umudumdan alırken
Kararmış geceye mesken olan yalnız Hasretin
İçin de bir ben varım şahidim yalnızca Hasretin
Dünyanın anı koparması anılardan ve Ölümlülerden
Ve elendikçe zamanı ele geçiren acılarda, Sesler
Seni düşündüğüm zaman sevdiğim
Yaşamın gölgesini bin gölge düşer
Sessizlikte en çok kimi anmış yüreğin
Zamanla dökülürken toprağımdan gölgeler
Nalları dikmiş bozkır zatım da, sıfatım da
Sen ruhumu gökyüzüne sürten mavisin
Oysa bu sözcüklerden hiçbir kar getirmez ayrılık
Daha sevgimin güneş görmediği yerler var
Seni sevmek içim de ay gibi parlar
Oysa gömülmüş tüm umutsuzluğa güneşler
Bozkır karanlık, hasretin namlusu geceler
Hasret güneşle batan ve felaket olan zaman
Gün yüzünü karanlıklara döküyor, Karanlığımdan
Açıyorum geçmişi anıların puslu Zembereklerinden
Başka alemlerin yıldızları geçiyor yüreğimden
Sense dileklerimden, hayallerinle pas tutarak
Yalın ayak geceler, gök kubbe çalınmış Yeryüzü
Güllerin çarığını gönül giyinmiş, aklım taşdan Ayak
Yürüyorum şu sesimin nasıl duymazsın Sevdiğim
Ruhum ayaklarına serilmiş, siretim siretin de Yanarak
Saksılarda ıssızlık dünyası ve bozkırın Gözyaşları
Pencere önün de serenad, anılar ve ölümler
Izdırap pençesi hayat, Ay çekirdekleri Mevsiminden vefalı
Dudaklarından yapraklar ter döker
Bunu bilmelisin sevdiğim
Hatıradan ötedir aşk kalbi olanlar için
Ayak uçlarımdan kök salan sabır
Nem kapar olmuş ruhumdaki fırtınalara
Yavan kaçan gözlerde bozkır
Eridikçe bitiren elvedaları
Çiçekler açarken bozkırda
Dar vakit hantal ve vakit seni sevdiğim andı
En aziz parçasından koparılıyor yüreğimde
Siretime pusu atan güzelliğin
Bozulur saçlarında anlık hazların ahengi
Sulardan ses gelmeyince
Parlayan yıldız gözlerin de ölümüm gibi
İhtiyar vakit, şafak vakti volta da
Doğa sesini ısıtırken
Geceye kelepçelenen sevdamın sesine
Karıncaların simsiyah Karıncaların göçü başlıyor
Uyuyan sevgi, sevdamın gölgesinde
Yüzüne söyleyemedim
Sensizlik doğa gibi içine çekerken beni
Ceheneme döner yüreğim
Zaman her gidenin parçası
Eleğin üstün de kaldı garibin hasatı
Senden düştü içime acıların acısı
Karartılar bozkırda suyun rengine dönerken
Tarla başını tutar kuşlar
Ve mesken vasfını yitiren anılar
Hasretin namlusu gözlerime doğan gece
Mum ışıklarında camları dökülür canımın Sensiz
Seni görmek ölümlü gözler de gül ve ay
Geceler ben yürürken geçer gönlümden
El ve ayaksız
Güzelliğini düşmüş manzaradan ahlarım
Bozkırda gölge gölge büyüyor ahlarım
Beni öldürdüğün yerde, güzelliği öldürdüm
Toprağım sen, yürüyen ceset benim
Gözlerinde büyüdü aşk, sen geçerken
Gözlerimden
Büyüyor gidiyorsun geçmişe
Doğanın ölümüne anlam verdim seni
Hassas şekil de intihar eder her kelime
Bilge sözler topladım akşama doğru bozkır ve güneşden
Gelecek vaad eder birgün sensizliğim
Sense hiç gelmeyen sen gibi
Bir hayalin alınyazısına değişirsin beni
Ama kadınsın, en güzel varlıksın kıyamam Sensizliğe
Seni yalnız sensizlik de severmişim ben
Gündüzü kapatıyor geceye zaman
Karanlıklar suskun, sen ruhumda öyle ışıksın Ki
Mücevherler köledir gözlerinde
İlkel bir damla su, üzgün ay totemi
Gözüme kaçan hayallerim ve mizacın Sertleştirdiği aşk gülümsemesi
Oysa zaman bile geçer zamandan
Her ışık vakti gelince söner
Yanılmalar zamanı geriye bırakır
Hasret rüzgarlarıyla geldiğim vakit birgün
Saçlarından düşen her ana
Bir kuru yaprak benden ağır olarak düşer
Mezarıma
Anlaşılmayan her mevsimden korkarak kaçar Baharlar
Hep yüzünden yarıda bırakır gülümseme aşkı
İzler soluksuzlaşır her sana ihtiyaç Duyduğumda
Korktuğumdan tamamlayamam sensizliği
Benim elimde kurur mevsimler
El değince toğrağıma, dallarımdan dökülürsün sen
Umutsuz hava herşey, yalnız sensizlik herşey mi?
Gün geceyi kaybeden garip ay tebessümü
Geceye sığmaz sensizliğin mahşeri
Pas tutar damarlarım da vuslat
Her kadın şiirlerde ölür
Sen geçen zaman için de körler şehrine Doğmuş güneşsin
Görsem baharları, gündüzlerde yaşardım
Gözyaşlarım aynasını kırdı sensizliğin
Aşk sensizliğe bir borçmuş,ödeyemedim
Gözyaşlarımı kapından süpüremiyorum
Anla bir tek sen varsın, başka yere Gidemiyorum
Gün akıp giderken ziyana uğrayan Unutmalarda
Sabrın volkan olmuş halini gözlerime
Bakarak anla
Ve sen ömrümün güneş görmeyen yanısın Sevdiğim
Ay minnetsiz gerçek yüzünü inkar etmez
Güneş görmeyen ömrüm, gecelerine Seslenmez
Ay gibi parlar sevdiklerimiz görülür lakin ulaşılmaz
Tüm geceleri sana sunduğumu bilseydin
Bütün karanlıklar delinirdi
Muhabetin gönlü mısralarımdan ses geçirmez
Böyle havalarda yüreğimden giderim
Hissetiklerim dışında kalan benle
Toprak uyanırsa sana olan hislerimde
Ölümümün kokusu gül ve aya dağılsın
Ecel teri dökerken ayın şavkımasıyla başlayan gecelerde
Gün içinden akıp giden güneş misali
Gördüğüm ışıkta ışığın zerreleri sen
Dökülürken gündelikçi yıldızlar
Doğa yeni çıkar terzinin elinden kumaş olarak
Reddedilmiş düğme gibi kumaştan
Parlayan güneşe doğru koşmak
Saman alevinden çıkan ateştir gözlerin
Tüm ıslaklığını kaybederken gönlüm bozkırda
Aniden yosun tutar gözlerinde
Dallara asılmış dileklere umutla yaklaşınca
Elbise gibi giydirilir geceye gözlerin
Eş dünyasına hakim olamayan aşklar
Simsiyah gözler ve taş kesilen sözler
Kırılıverdi bakışlarından, düşman Bakışlarından
Kaçış günlerinde yüreğimin acısı vardı
Şimdi şad olsun gül ve ay
Şimdi kapatıldım bozkırda bir mezara
Göz kapaklarından
Ve ve ve gül gibi geceler de dikenleşen ay Işığı
Yare umut kandilini yakamadı bozkır
Baştan boya söndü ışığı
Bozkır ıssız, çok yavaş gelişiyor yaşamak
Ve ölmek artık bütün cüzlerime hitap ediyor
Hiç olmadın ancak doğası vardı bende var olanın
Vehmini kuşanmış yağmuru ve rüzgarıyım
Halini anlatamayan doğanın
Kayıt Tarihi : 6.1.2021 13:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Alican Cullaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/01/06/bozkirin-gozleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!