Bozkır'dan Yükselir Türkülerimiz Şiiri - ...

Bülent Baysal
397

ŞİİR


102

TAKİPÇİ

Kendi içimizde yalnızlıklara tutsağız
Hangi içtimalardan firar duygulardayız
Zamandır yitip giden zamandan
Bir yol hikayesi bildiğimiz sahralardayız
Hayat kayıp giderken ayaklarımızın dibinden
Yalnız başlayıp devam eden bir kulvardayız
Rüzgarın dalgaları kamçıladığı bir zamanda

Tamamını Oku
  • Resmiye Mümün
    Resmiye Mümün 30.05.2015 - 22:22

    beğeni ile okudum...kaleminiz var olsun, Bülent Bey...nice şiirlere, inşallah...en kalbi saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Fatih Ataşçi
    Fatih Ataşçi 30.05.2015 - 17:40

    Şiirin melodisinde insan kendini kaybediyor. Kaleminize sağlık

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kurt
    İbrahim Kurt 30.05.2015 - 16:02

    Ne dalı eğilsin ne gülü solsun
    Sözünda mutlaka bir sevda olsun
    Kulağa hoş gelsin gönüle dolsun
    --Bozkır ın içinden hep bir ağızdan
    --Bir türkü diyelim kara yağızdan

    İbrahim Kurt
    Bülent hocam ,çok harika bir şiir okudum ben verdiği ilhamı bir dörtlükle arz ettim kabul buyurun ,sizi ve şiirinizi kularım sonsuz saygılarımı sunarım .

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 30.05.2015 - 15:48


    Böyle olmalı şiir dedğimiz; alıp götürmeli kendi akışı içinde bizi de ötelere...
    Bu lirik salınışta bir anda finalde buldum kendimi.

    Hoştu,dersem az olur;çizgi ötesindeydi...
    Fena sardı beni.


    Kutluyorum Kardeşim.
    Nicelerine.Erdemle.

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar 30.05.2015 - 15:01

    Uzun zaman oldu türküler söylenmeyeli. Birbirimizi yemekten vakit kalmıyor ki...hâlbuki ki vardır ve çoktuk... Sestik zamanın kıyılarında gezen...Rüzgarlar eşlik ederdi inançla...
    Yürekten sesleniyor şair... Yeniden türküler söylemeye...
    Şiirdi kaleminize has güzellikte...
    Sonsuz kutlarım..
    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz 30.05.2015 - 14:38

    Dost kalemi bütün içtenliğimle kutluyorum. Şu cennet ülkemizin
    şairleri olmasa, vatanımızın birlik ve bütünlüğünü düşünen
    gerçekten tarafsız, gerçeketen yurdunu ve milletini seven
    insanları yok diyeceğim. Bir ulusun temel karakterlerini çizen
    şairler ve ozanlardır. Onların dertleriyle dertlenen, coşkularıyla
    coşan, vatanın mutluluğu için kimseden korkmadan başını ortaya koyan
    sadece ozan ve şairlerdir. Gerçeği açıkça söylemek gerekirse, şairin
    çok okuduğu, çağdaş insan olduğu, ülkesiyle ve insanlarıyla kendi
    sorunlarını özdeş kılarak bütünleştiği görülecektir. 'Bu Vatan
    Kimindir?' diye soran şairdir... 'Korkma ey nazlı hilal, Ebediyyen
    sana yok, ırkıma yok izmihlal' diyen de şairdir. Bu memleketin örf,
    gelenek, duygu ve düşüncelerini, dertlerini ve kederlerini dile getiren
    sinesi yanık insanlarımızın türkülerini dilden dile ulaştıran da
    ozanlarımız ve şairlerimizdir. Türk insanına 'türkü diyeceksin, başka
    birşey söylemeyeceksin, dertlenmesini de bilir, coşmasını da bilir
    bu millet.. 'Hadi gel hep bir ağızdan söyleyelim' diyen ozanın
    yüreğindeki birlik ve beraberlik duygusu TÜRKÜN KARDERŞLİK, DOSTLUK
    VE BARIŞ DUYGUSUDUR. Ellerine sağlık dost şair. + +

    Cevap Yaz
  • Serap Irkörücü
    Serap Irkörücü 30.05.2015 - 12:51


    Yaşamın çok renkliliği belki bu çelişkilerindendir..... Birinin yokluğunun kimsenin umurunda olmadığı ama birinin 'var'ının nasıl elde edildiğinin de sorgulanmadığı.......

    Canı acıyanı yok sayarken içimizden, keyfi yerinde olanı kutsamaktır nedensizce..... Doğa bile isyan eder bazen bu çarpıklığa.....Dalgaların sesi büyür o zaman.....

    Bizi biz yapan değerleri koruduğumuz sürece varız...... Etrafında halka olup enerjiyi koruduğumuz sürece varız....... Bozkır türküleri gibi......

    Bende çok farklı duygular uyandıran ve içimi titreten bir şiirdi Bülent Bey...... Sizi ve şiirnizi içtenlikle kutlarım...... Sevgilerimle...... Saygılarımla.......

    Cevap Yaz
  • Mahmut Ünsal
    Mahmut Ünsal 30.05.2015 - 11:49

    Bülent beyefendi Kardeşim.
    Şarkılarımız,türkülerimiz folklorumuz aşk uğruna yakılan ağıtlarımız bizlere boz kırların yücelerinden akseder. Ve bizlerde onlarla güleriz. Onlarla oynarız onlarla içimizi döker ağlarız.Boz kırlar sevginin saygını sadakatin insanlığın harman olduğu yerler.Bu mükemmel şiirinizde bozkırların sesi olmuş ve bize aksetmiş.Kardeşim tebrik ediyorum Saygı selam ve muhabbetlerimi arz ediyorum ++ listemde.

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe 30.05.2015 - 10:46

    Türküler bir memleketin toprağının., doğasının., halkının gerçek sesidir... Hele ki bizim ülkemizin....Edirne'de söylenir Kars'a kadar., Hakkari'de söylenir İzmir'e kadar bir turna kanadında rüzgar-rüzgar yayılır...
    Kaleminize sağlık sayın Bülent Baysal...

    Cevap Yaz
  • Önder Karaçay
    Önder Karaçay 30.05.2015 - 10:38

    Değerli kardeşim Bülent Bey;
    Bu ara çok yoğunum katılamadım. Bozkır kelimesini görünce 12 Eylül 2012 tarihinde işten çıkarıldığım günle Neşet Ertaş'ın hayatını okuyunca kendi yaşadıklarımla birleştiğim gün bir bozkır yankısı da benden yükselmişti. Sizin bu anlam dolu şiirinize hediye etmek istedim. Saygılarımla.

    Neşet Ertaş Gibi

    Allah yerden göğe kadar razı olsun diye dua edebileceğim birini arıyordum,
    Tıpkı rahmetli Neşet Ertaş gibi..
    O da benim gibi hangi kapıyı iş için çaldıysam bizde iş yok dediler,
    Oysa sende iş yok diyorlardı her halde söyleyemediler.

    Yürüdüğüm yollarda aşınmış taşlarda yoktu,
    Ayağımı neyle kaydırdılar bilmediğimi iyi biliyorum,
    Bende şiir gibi yazı, yazı gibi şiir yazarım,
    Deryayı karada çok şey ararım,
    Yolumu kaybetmemek için mutlaka bir bilene daha sorarım,
    Neşet Ertaş gibi.

    Ozanın dilinden ozanın diline düştüm,
    Havalar soğuk muydu bilmiyorum, üşümüştüm,
    Ben bu hale neden düşmüştüm,
    Neşet Ertaş gibi.

    Bankada çalışır ekmek parası için para alır, para satardım,
    Bu işten korka korka çalışır geceleri endişe ile yatardım,
    Bilseydim kalleşliği bana da yapacak,
    Daha önce hayatımdan çıkarıp atardım,
    Neşet Ertaş gibi.

    Şimdi ne iş verirseniz onu yapardım,
    O da mı yok dersiniz,
    Rızkı veren Allah deyip kaygıyı iyice kafamdan atardım,
    Neşet Ertaş gibi.

    Aç mısın, susuz musun diye soran mı kaldı?
    Eski tanıdığım dost bildiklerim selamımı yanlışlıkla aldı,
    Bu hale gelmeden dost dediklerimle yediğim içtiğim sanki yaldı,
    Geriye işte bu duygular kaldı,
    Neşet Ertaş gibi.

    Gün geldi akşama kadar ayaklarım şişti,
    Yemekte ne var ki çok çabuk pişti,
    Bu bankacılık ne acayip bir işti,
    Benim kaderime kara bir leke gibi düştü,
    Neşet Ertaş gibi.

    Yirmi yılı devirdiğim İstanbul’a alışamamıştım,
    Köyüme benzediği için yaşadığım yere gelmiştim,
    O da şimdi şehir olmaya karar verdi bana köyüne geri git diyor,
    Neşet Ertaş gibi.

    Üçüncü günümde bile acıkmayı unuttum,
    Zoruma gitmesin diye hep yuttum,
    Allah'ın nuru Kur'an-ı Kerimin yolunu tuttum,
    Neşet Ertaş gibi.

    Aradım bende derdime çare,
    İşsizlik zor haber verilmiyor yâre,
    Çıldır nere, İstanbul nere, uzun mesafeli göçler yaşadım,
    Neşet Ertaş gibi.

    Ozanım ama sazım yoktur benim,
    Şairim ve yazarım,
    Ayaklarım yerine neyle gezerim,
    Fikirlerim alternatiftir belki de budur benim düzenim,
    Neşet Ertaş gibi.

    Önder Karaçay

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta