aç ve çıplak bozkır çocuklarıydık
oynarken bilyeyi cami önünde
ya da küllüklerde bocciyi
ellerimiz kerme bağlardı
ve suratımız yanardı erciyas gibi
pencere önlerinde oturup
gurbetten gelecek babalarımızı beklerken
evdeki son undan yapılmış
bazlamayı gevelerdik
bir damla mutlulugumuz bin sabancı eder
derdik demesine de
yine de canımız şeker sucuğu isterdi
paramız olmasa da
bir mekap ayakkabı en büyük hayal idi
kış bir başka çökerdi memlekete
üç beş kişide tv
cumartesi akşamlari
cüneytin adam dövmesini beklerken
sokranırdı ev sahipleri
kerme kokusunda dağ çayı demlenirken
isli çaydanlıklarda kimbilir nelerin
hayalini kurardık
yıllar zalimce geçiverdi
tüketmeye alıştırarak üretici bozkır insanını
ve hoyratça vuruverdi bizi
neden mi yazıyorum bunları
öylesine işte
duygulanıyor insan
geliştikçe teknoloji yakınlaştıkça uzaklar
duygular ıramakta
ve insan nolursa olsun
özlemekte geçmişi
maziyi aramakta...
Kayıt Tarihi : 29.1.2008 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yılların acımasızca geçmesi ve bizden götürdüklerinin hüzünlü muhasebesi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!