Bozkır Çocuğu Şiiri - Erhan Atıf Meral

Erhan Atıf Meral
46

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bozkır Çocuğu

Takvimden kopmuş, on iki yıllık özlemin sesi
Hicran gölgesinde, hisli bir yankıymış hayat
Kara iklime bürünmüş, artık bu halvet şehri
Sensiz musalla taşına benzemiş garip Yozgat

Uğultularla gülermiş, kuzeyin sert rüzgârı
Bulutlara gizlenirmiş, o mavi renkli gökler
Kalp yükseklerde ararken bu rengin sırrını
Meğer gözüne saklanmış kanatsız melikeler

Güneşin kalbinden sarı kan akarmış çamlığa
Baharı gözlermiş, gelin kayasında yalnızlık
Nisan yağmuru misafir olmazmış üryan dağa
Yüzü gülmeyen çiçeğin kaderiymiş kuraklık

Bozkır çocuğu nevruzu kel tepede düşlermiş
Kızıl bir sancı doğarmış şu Nohutlu ufkunda
Bir kırlangıç edasıyla matem, günü süzermiş
Küçük vadi uyanırmış sabahın kucağında

Amansız kara kışlarmış göçmen kuşun azabı
Bir tutam gözyaşı şaha kalkarmış zemheride
Kar beyaz çatılardan sis boyarmış umutları
Hasretin nabzı dururmuş karanlık gecelerde

El değmemiş hüzne kardeş olurmuş ıstıraplar
Gönül köprüsüyle uzak mekânlar yaklaşırmış
İkindi sofrasında yas tutarmış son hüsranlar
Hayalin perdesinde bir çift sözün asılı kalmış

Rutubet yıpratmış kartal bakışlı kubbeleri
Çerkez pınar anlatırmış asırlık öyküsünü
Bağ bozumundan korkarmış yaban laleleri
Köstebekler unuturmuş ışığın türküsünü

Aşkın iffeti kalmazmış bahar geldiği zaman
Tenha uçurumlara ak güvercinler konarmış
Ağaç kavuğunda hüküm sürermiş asil hazan
Ecele sürgün yapraklar sonsuzluğa uçarmış

Loş lambalara vasiyet edilmiş kirli şafak
Akasya dalları kadar sessizmiş tozlu yollar
Gözlerinmiş içimdeki o tuhaf çıkmaz sokak
İlk bakışta canlanırmış ruh dilinde arzular

Patikalardan usanmış bu çamurlu adımlar
Varoşa geçit vermezmiş kırık kale surları
Kilitlenmiş birer birer sana açılan kapılar
Şimdi mahrem gözlerine esir olmuş taşralı

Üstat Sezai Karakoçun meşhur Mona Roza şiirinde, Türk edebiyatının en mahrem akrostişi gizlidir. Şiirin her kıtasının başındaki harfleri yan yana getirdiğinizde Muazzez Akkayam çıkar. Karakoç, 1950de Mülkiyede öğrenciyken yazmıştır bu şiiri. Ancak 2002 yılına kadar hiç yayınlamamıştır. Buna karşın tam 50 yıl kuşaktan kuşağa aktarılmıştır bu etkileyici şiir. 60larda daktiloyla, 70lerde teksirle, 80lerde fotokopiyle çoğaltılmıştır. Bu efsane şiir, bir aşk acısının yürek burkan sesidir. Âcizane ve haddim olmayarak Mona Roza’ya nazire yapmak cüretinde bulundum. Mona Roza hayatımda en sevdiğim şiirlerden birisidir. Aşk; sevgiliye dokununca, hissedince ve konuşunca bitermiş. Soyutluk aşkın ta kendisiymiş. Aşığın kalbinde hep sır düğümü halinde kalmalıymış. Öyle ki maşukun bu aşktan haberi dahi olmamalıymış. Mevhum-u muhalifiyle somutlaşan aşk, aşk değilmiş. Ey içimdeki soyut diyarlı Mona Roza Bozkır Çocuğu seni hep hayallerinde saklayacak ve hiçbir zaman somutlaştırmayacaktır…Sezai Karakoç’un Muazzez Akkaya’sı..Benim Mahrem nokta noktam.. Ey bu zamana kadar somutlaştırdıklarım size gelince hepinizi azade kıldım yasaklardan, engellerden ve nefretlerden… Kalbimden size vereceğim en büyük ceza sizi umursamamaktır. Yolunuz açık olsun..

Erhan Atıf Meral
Kayıt Tarihi : 21.2.2012 12:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Elvan Meral
    Elvan Meral

    baba yüreğine sağlık imrendirdin nice imrenilecek şiirlere...

    Cevap Yaz
  • Erhan Atıf Meral
    Erhan Atıf Meral

    8+7=15'li hece ölçüsü...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Erhan Atıf Meral