Bozgun Tohumları Şiiri - Hüseyin Peker

Hüseyin Peker
22

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Bozgun Tohumları

insanlar gürültü yapmayı sever
sesler azaldığı zaman kaya çatlağında
seslenen kalmayınca pembe evlerden
alır avcuna kuş kadınlarını
tehlikeli kayalardan geçirir
davul sesini keman teline çevirir
insan bir iniltidir sayfa uçlarında
yazılır, anlaşılmaz, susar duyulmaz
sonsuzluğun merkezi dünya
dostlardan mektup bekler karbon kopyalı
vurur davulun tokmağına
bağırır papaz çırakları
yaşadım saymayın bendeki katmanları
kuş sesi çıkarır sevdiğine
anlamadın bir türlü kanatlı canavarını
son sesi kalp iniltisidir
ayrılık ve bozgun tohumlarından
tıs der susar, en küçük gürültüsü

insanlar bir dikenli çalı
yangın çıkarmayı sever, ateşi eksildiğinde
alevi kısılmışken dürüst insanlar yurdunda
kasaba evine ateş yakar, buz parçacığından
sıcaklık kalmamıştır onun evreninde
sevgilisi yataklama, arkadaşları derin koy
evi, odası keseli kurt
sormayın ona destek direklerini
parmak izi bırakmadan çıkarılan yangınları
dumanda boğuldu su kabakları
uykudayken bile tehlikeye düşmez
yanar durur onun çırası

insanlar azalmayı, kaçmayı sever bir türlü
porselen dişleri gülmemiş
insanlar ağlamayı sever, hangi biri
son gününde tüy bulut
savaşlar karartır siyah dumanlarla yüzünü
insanlar silmeyi sever barut hakkını
her silah patlayışına bir imza
gözyaşları kireçli bir salgı
ağlar çit bitkilerine, barış ağaç kabuğu
çivi çakar ihtiyar dağlara
kan üzerine acı çeker büyük sığlıklarda
ağlasa, yanakları benzer karadut ağacına
sussa, horoz dövüşünden gürültüler gelir
yangınlar benzer ağaç dalına

Hüseyin Peker
Kayıt Tarihi : 11.6.2012 20:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hamit Körken
    Hamit Körken

    UYAN TÜRKİYEM UYAN.!!!

    İçimizde yangın var, dışardan körüklenen
    Türkü,Kürdü,Çerkezi, içine sürüklenen

    Böyle eşsiz bir vatan, sanmayın ki bulunur
    Uyan Türkiyem uyan, yoksa son uykun olur

    Koskoca bir tarihin, değiliz ki farkında
    Sana düşman kumpasın, eziliyoz çarkında

    Geçmişi unutsanda, düşmanın unutmuyor
    Dostluk,barış mesajın, kimseyi avutmuyor

    Haçlı zihniyetinden, anladın ki fayda yok
    Uyan Türkiyem uyan, bunca acı sana çok

    Artık geri dönüş yok, birleşin tüm yürekler
    Bu vatan hepimizin, şehidim bunu bekler

    Yeni bir sayfa açıp, dünyaya haykıralım
    Türkü,Kürdü,Çerkezi, özgürce yaşıyalım

    Yedi düvel geldi de, böyle yıpranmamıştık
    Çünki biz! hepimizdik,fitneye kanmamıştık

    Ben /sen /o ,biz /siz /onlar,negatif aksiyonlar
    Vatan bayrak sathında,örtüşmeyen şablonlar

    Ben, sen, o gailesi, bencillik ifadesi
    En muteber deyim se, hepimiz kaidesi

    Kimi Türk diye dursun.kimi Kürt kimi Çerkez
    Vicdanına danışıp, tarihe baksın herkez

    Altında sessiz yatan, üstünde kalbi atan
    Kolay mı kazanıldı, kanla sulanmış vatan

    Ne onlar ne siz ne biz, bütündük içimizde
    Bu vatan kurtulduysa,utkusu hepimizde

    Konu vatan olunca,kudsiyetim bayraktır
    Milliyetim kırmızı, mukaddesatım aktır....HAZ

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi

    Anlatımı ve şiirin içeriği gayet derin.Verdiği mesajı anlamlı buldum. kutlarım.Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Şairin bilge kamerası , şairin gönlüyle akort halinde gezinmiş duyguların arasında...

    ince ince okunacak bir şair..ince ince...

    Cevap Yaz
  • Osman Nurani
    Osman Nurani

    ...işte bu...

    ...sayın Arap Naci beyi duyarlı davranmasından dolayı canı gönülden kutlar, DERİN YAPILANMALARI VE ÖZELLİKLE pkk TERÖRÜNÜ AÇIKÇA LANETLER, şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da sabrı cemil niyaz ederim.

    ...yaşasın kardeşlik kahrolsun eli kanlı, yüreği kinli lanetli deccal taifesi.

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci

    son derece anlamlı ve içi dolu bir şiir..

    hem örgüsü hem görgüsü yerli yerinde..

    pkk nın ölüm saçtığı bir güne denk gelmesi,şiirin özelden verdiği mesajları daha da anlamlı kılıyor...

    barış sürecine karşı olduğu bugün açıkça belli olan pkk cinayetleri kınıyorum..

    gözü yaşlı tüm kürt ve türk ana ve babası adına lanetliyorum bugün yapılmış olan kanlı cinayeti..

    pkk nın arkasındaki güçlere çağrımdır..
    evlatlarımızı bizlere bırakın..
    EDI BESE-(YETTİ ARTIK)






    Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka/Edip Cansever
    I

    Ne çıkar siz bizi anlamasanız da
    Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
    Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.

    Hiçbir şey ! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarında
    Yıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıyla
    Dönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşık
    Menekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklara
    Mor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler kurur
    Her yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledir
    Bir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla
    Deriz ki, 'şuram ağrıyor' bir de, 'başım dönüyor', 'yanıyor
    avuçlarım'
    Belki de bir çığlık mı bu, bu seziş, bu yakınma
    Bir çığlık, hem de nasıl, katılmış, donmuş,yaşıyorcasına
    Uzansak ellerimizde uzansak avuçlarımızda, bir çığlık
    Nedir mi ellerimiz-korkunçtur bir elin bir köşesinde insan
    olmalarıyla-
    Korkunçtur insan olmalarıyla kıyısında bir yüreğin
    Kıyısında gibi yangından, çok karanlıktan geçilmez caddelerin
    Ve korkunç anlamsız gözlerinde ha dünya ha bir park
    bekçisinin
    Korkunçtur insan olmaları, bir ceset, suda bir şapka gibi
    sallanaraktan

    Bitmeyen bir selam gibi, hastayken, inceyken, yalnızlıklarda
    aranan
    Korkunçtur-bunu anlıyoruz-bir yüzün en çoğul beyazında
    Korkunctur insan olmaları güz ortalarında, eriyen türbe
    ışıklarında
    Ve korkunçtur eriyip kaybolmaların bir köşesinde insan
    olmalarıyla
    Korkunçtur korkunç!
    Diyerek: ben kimim, kime anlatıyorum, neyi anlatıyorum
    ayrıca
    Neyim ben, bu olanlar ne, ya kimdir tüketen isteklerimi
    Tüketen kim. Hani görmeden daha, sezmeden herşeyin bittiğini
    Ama ne zaman saçları kurularken çok eski bir alışkanlıkla
    Çökerken üstümüze bir sözün, bir gümüş kupanın o sebepsiz
    inceliği
    Ansızın bir ürperişte: bitti mi herşey bitti mi
    Yoo, hayır! öyleyse kimdir tüketen isteklerimi
    Bir rüzgar, duyulup binlercesi birden bir rüzgar
    Birakıp giden beni bir kenara, bir uzağı, yada bir boşluğu bırakır
    gibi
    Ve ben ki hazırımdır bir süre unutulmaya
    Ama hep sorulur gibidir benden: ben şimdi ne yapsam acaba.
    Ben şimdi ne yapsam, ben şimdi ne yapsam kaç kere yalnız
    Hem bunu kaç kere söylemek, ne türlü söylemek adına
    Eskimiş fırçalarda, kırılmış şişelerde, tozlanmış ilaç kutularında
    Okunmaz kitaplarda, uzaksı giyişlerde çocuksuz avlularda
    Anlamsız kahvelerde, bir yolun çok ucunda, asılmış koyun
    butlarında
    Ben şimdi ne yapsam, ben işte ne yapsam kaç kere yalnız
    Kaç kere yalnız, ama kaç kere yalnız, gene kaç kere insan
    olmalarımla

    Kapansam, evlere kapansam, yıkanmış bir deniz bulacaksam orada
    Anılar bulacaksam- anılar mi dediniz ? ne sesli bir vuruşma
    Odalar bulacaksam, odalarda kadınlar, çiçekler, çok aynalar
    Rakılar, gene rakılar, kırıklar sonsuz yaralar
    Bulacaksam orada, bir koltuğu bir koltuğa doğru
    Bir yüzü bir yüze, bir eli bir ele doğru yaklaştıran çocuklar
    Sinekler bulacaksam, kaskatı yapan boşluğu, sinekler
    Zorlanmış bir gülüşten-iğrenip birden-kusmalar, bulantılar
    Bulacaksam belki de: susanlar, bilmem ki niye susanlar
    Ölüler bulacaksam-ölü gözleri onlar, cesetler, giderek dışa
    vurmalar
    Ne dedik, dışa vurmalar mı, yani ilk aydınlığı mı ölümün
    Ölümün ilk aydınlığı mı, ne dedik, sahi biz ne deseydik bu
    konuda
    Ne deseydik bilmiyorum, ama var bu kadarcık birşey insanın
    sonsuzunda
    Bu kadarcık bir şey-İyi ya, peki, şimdi kim var sırada
    Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımıza
    Yok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzla
    Ne güzel ellerimizle.. Başlayın, hadi başlasanıza
    Örneğin bir kahve falı ? Az müzik ? Diyorum biraz İskambil!..
    Ama hiç seslenmeyelim-seslenmeyelim-içimizden oynayalım
    ayrıca
    - Dört kişiyiz!
    - Hayır on!.
    - Bin kişiyiz!
    - Bana kalırsa..
    Ne kadarcık bir fark var bizimle bütün insanlar arasında
    Öyleyse başlayalım: Koz kupa! Ah şu sinek onlusu bire bir
    unutulmaya
    Çayınız soğuyacak! Çayınız mı dediniz ? Ne tuhaf biraz
    anlıyorum

    - Üç karo!
    - Pas diyorum!
    - Susalım baylar, dört kupa!
    Ah şu sinek onlusu! Koz kupa! Çayınız mı dediniz ? Susalım!
    Susalım-Niye susalım-Anılar mı dediniz ? Ne sesli bir
    vuruşma!
    Ya sonra ? Bırakın şu sonrayı, bilmem ki nedir o sonra
    Gene mi, başladınız mı ? peki şimdi kim var sırada
    Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımıza
    Yok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzla
    Ne güzel ağzımızla.. Yok canım, ben var ya, istiyorum sırada
    olmayı istiyorum-Sahi mi- ama isterseniz siz olun
    Siz olun, biz olalım kim olacak ? -Hep böyle oyalansanıza
    Yani 'Şu sinek onlusu, susalım baylar, koz kupa.'
    Gibi oyalansanıza
    Biraz oyalansanıza.

    Bir oyun başka olamaz oyundan gibi
    Bir söz başka olamaz sözden gibi
    Bir şey başka olamaz şeyden gibi
    Tam öyle gibi, varıyor gibi bir mutluluğa
    Ne gelir elimizden insan olmaktan başka
    Ne gelir elimizden insan olmaktan başka

    Ne çıkar siz bizi anlamasanız da
    Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
    Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.

    Hiçbir şey ! Kimse bir gün gözlerimi sevmeyecek korkuyorum
    Bir yaşlı kadın en erkek boyutunda

    Kendisiyle çiftleşecek kaç kere yalnız
    Kaç kere yalnız, kaç kere şaşırmış, bitkin kaç kere
    Bir ölgün ses bulacak sesinden çok uzaklarda
    Vardır ya, hani bir yer, uzakta çok uzakta
    Ölüm mü- yok canım, çok sesli bir evrende çok erken daha
    Üstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu
    hiç bilmiyoruz
    Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla
    Tavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanı
    Böylece, niye olmasın, işte bir orman daha
    Sanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık biraz
    Ve doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlamda
    Ayıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayız
    Kaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımız
    Yani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnız
    Ne ölmek, ne ansımak! sadece yaşamakla
    Tam öyle gibi.. Demeyin: eh, biraz yorulsak da
    Demeyin, sakın haa, yok şu kadar bir şey insanın sonsuzunda
    Biz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte biraz
    bilmiyoruz ya
    Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla.

    (1961)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Hüseyin Peker