Bozdoğanım Ben

Asyalardan gelerek Malazgirt'e dayanan
Nice yiğit beylerin, 'Boz'ların ovasıyım
Medeniyet yolunda her sabaha uyanan
Ege'ye 'Doğan' güneş, Oğuz'un davasıyım
Selçuklu'da neferim, Göktürk'te kağanım ben
Şanlıdır her zaferim; Eymir, Bozdoğanım ben

Ulusal direnişte, “Kuvva”da vazifeyim
Ben Demirci Mehmet'im, Yörük Ali Efe'yim
Bu muzaffer duruşum, genlerimde saklıdır
İstiklal uğrunaysa, her savaşım haklıdır
Yedi Eylül gününde, meydanda çağanım ben
Cumhuriyet yönünde koşan Bozdoğanım ben

Mihri bir gökyüzünden, emzirilen toprakta
Asırlık gövdelerde, yeşeren her yaprakta
Kozalakta künarım, kapsülde kestaneyim
Madran Baba döşüne, yaslanmış bir haneyim
Tarlalarına rahmet, olup da yağanım ben
Hasat günü bereket, yeşil Bozdoğanım ben

Açmışım da bağrımı, türlü festivallere
Bohçalar derlemişim, nasır tutmuş ellere
Üzüm, incir, elma, nar; zeytinimden, ayvamdan
Ancak yiyenler anlar, vişneli kar helvamdan
Bölüşülen ekmeğim, sofrada soğanım ben
Mukaddestir emeğim, çiftçi Bozdoğanım ben

Deliçay'da havuzum, Alhisar'da şelale
Bargasa'da antik kent, Körteke'de bir kale
Kayalardan süzülen meşhur Madran suyuyum
Örtülü'de sarnıcım, vadide kör kuyuyum
Damarım Akçay benim, doruktan doğanım ben
Çocuklar gibi şenim, mutlu Bozdoğanım ben

Arapapıştı derler; kanyonumu gez de gör
Çık Seyir Terası'na, tabiatı süz de gör
Gör ki nelere gebe; taşım, toprağım, suyum
Yüzyıllardır böyleyim, bundan sonra da buyum
Dostane muhabbette, kalplere sığanım ben
Bu cennet memlekette, nimet Bozdoğanım ben

Olukbaşı'nda türbe, Güre'de Kırk Merdiven
Kemer'de piknik yeri, yaylalarda serüven
Yer tandırında kebap, ‘Mikado'da pideyim
Mihmana hürmetkârım, hizmete amadeyim
Eğitim cephesine, kültürü yığanım ben
Her sanatkâr sesine, yankı Bozdoğanım ben

Ben hamarat ellerde, iğne iğne oyayım
Kırk çeşit bostanımın hangisini sayayım
Kıl çadır gölgesinde, yörüklerin rüyası
Toprağımla yoğrulur, zeybeklerin mayası
Mehtaptaki haleyim, kasveti boğanım ben
Sönmeyen meşaleyim; Aydın, Bozdoğanım ben