Boz Taşlar Önümüzde
Cebimizde Yalnızlık Var
Şu Dümdüz Büyüyen Gecede
Tek Dostumuz Yakomozlar
Kimsesiz Koylar Ortasında
Her Biri Başka Siyah Bu Dağların
Güneşi Yolladık Bütün Renklerle
Oyuncağıyız Artık Alışkanlıkların
En Küçük Bir Ses Bile Sanki Gök Gürültüsü
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
Kokuların Şarkısı Başlar
Ne Çocuk Sesi Ne Kent Uğultusu Gelir
Mişli Geçmişde Sorunlar Saklanır
Aya Dokunmanın Tam Zamanıdır
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
Gece Giderek Yayılmaktadır
Yıldızlar Herkese Göz Kırpmaktadır
Güzellikler Paylaşılmak İster
Sevdiğim Uzakta Belki Uyumaktadır
En Küçük Bir Ses Bile Sanki Gök Gürültüsü
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
İçim Kıpır Kıpır Deniz Kıpırtısız
Kayıt Tarihi : 20.3.2002 14:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BAZI YORUMLAR OLMASA gÜlEmEyEcEm . m küçük oldu kahretmesin .
NE İMLASI VİRGÜLÜ KARDEŞİM , GİDİN DENİZE ATIN KENDİNİZİ . YOK YOK KALIN . KATILADIKLARIMA KATILARAK GÜLÜYORUMDA ONDAN .
SEVGİLERİMLE .......
SANADA NACİ ABİ.....
Şiirlerin/şairlerin yüzde 70 ya da 80. bulan boyutuyla ağıdın/acının yoğunluğu ile adeta okuyucuyu hüsrana, umutsuzluğa, siteme, ah ..yandım ..bitim..gittim..kül oldum uçtum…luluğa meyilli oluşu var.
Ve bir de işte bu şiir gibi böyle yüzde 10 ..15 civarında insanın içini açan türkü, şarkı ..şenlik-şakrak içerikliler var!
Şimdi sağ yanımı… eyvah nasırlaştı dedirtecek şu dizeler:
“Kokuların Şarkısı Başlar
Ne Çocuk Sesi Ne Kent Uğultusu Gelir
Mişli Geçmişde Sorunlar Saklanır
Aya Dokunmanın Tam Zamanıdır…”
......
Yani Vur patlasın çal oynasın… Çoçuksuz..öten kuşsuz..sessiz bak istediğin kadar AYA…Yer çekimi var unutma..dokunabilirmisin ki AYA…diyesim ağzımın ucunda! O kadar da yükseklerden atma.. ekiyle.
Sol yanıma gelince sıra…:
“Gece Giderek Yayılmaktadır
Yıldızlar Herkese Göz Kırpmaktadır
Güzellikler Paylaşılmak İster
Sevdiğim Uzakta Belki Uyumaktadır
En Küçük Bir Ses Bile Sanki Gök Gürültüsü”
.......
Eyvak gürültü etmeyin şair ağabeyimiz uyanmasın….Şair dediğin biraz dünyadan göç eder..rüyalarda adeta (kusura bakıp yanlış anlamasın ama) ayı gibi kış uykusuna yatar… ama içi alev alev yandığı için kış değil onun ki uzun süren Adana sıcağıdır…
Yani kim öldü kim kaldı..kendi kalp atışını dahi duymaz herhalde… Behey bire sair uyan Leyla geldi ..Behey ilgi ver kıza..yok ilgi nerde Mecunun gibi kendinden geçmiş..Leyla’sının sesi dahi kulağını çın çın ettirecek kırlanğıç sesi..ya da zurnanın son …çıkan sessi gibi gelecek…O derce ürkek bir halde dünyadan habersiz hayal aleminde!
Desem ki şiir işte böyle duyumlar veren bir şiir… Beğeni ağırlıklı..neşeli..teşvik edilmeli…ama bu biraz çarpışıyor…
Tekniki bir açıdan ise..,bildiğim şiirde ya hep küçük harf kullanırsın..Ya da her diziye Büyük harfle başlarsın..
Ya da tüm noktalama işaretlerini kullanır ona göre harflerini belirlersin…Bu her kelimeyi büyük harfle yazmak ta ne onu da bir anlasam..neyse..Ben yazmadığıma göre ..sevabı günahı öyle yazanlara..
Bu gün de benden bu kadar..
Saygılarla..
Saygılarımla.....
TÜM YORUMLAR (13)