Değişen iklimler gibisin
Bir deli rüzgârın eser apansız
Parçalanır dalgalarım kıyılarında
Vurur duygularımı kurşunların
İncinirim
Dudaklarımda donar bir firari haykırış
Ses vermez isminin sesli harfleri
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu ne kadar tevazu, ne kadar gönül alçaklığı ki benim gibi bir biçareye gösteriyorsun kendini aşk.
Gönül gözleri kapalı olanlar arasındaki hasımları var sevginin.
İnsana reva görülen suretperest yaşamlara rağmen.
Uygunsuz lakırdılarına rağmen hiç acı cevap vermezmi?..
Niçin kendi küçüklüğümü belli etmeyeyim diyen duada ol.
Ademlikten çıkmış ne çok kabirler var.
Alemsin Adem'den kalan mirassın.
İşte o vakit sırlara mahrem olursun.
Yüreğinize sağlık
Şiirdeyim..
Değerli Öğretmenimi ve şirini bir kez daha kutlarım..
'Yemin bile bozulur...
Niye bozulmasın ki? Eden biz isek, yemine neden olan koşullar kalkmışsa ortadan, pişmanlık duyuyor isek üstüne bir de, neden bozulmasın?
Kefaretini 'gönlümüz ödeyecektir' nasılsa...
Kutluyorum anlamlı şiirinizi Öğretmenim..'
tebrikler canı gönülden sayın öğretmenim
Her şey bir yere kadar... Artık içimizde sakladıklarımız kaldırılamayacak noktaya geldiğinde... birden taşar, taşıyamayız, kontrol edemeyiz, kendimize verdiğimiz sözü bile bozarız...
Ondan sonrası sevginin ve yüreğin özgürlüğüdür....
İçinde hepimizn kendimizden bir şeyler bulduğumuz bu güzel şiirinizi ve sizi kutlarım Naime Öğretmenim..... Sevgilerimle....
Seven yürek yediveren güldür açar tüm acısına inat yürekte...
O yürek ki gece uykulara firari, o yürek ki sahra yangınlarına tabi ızdırap burğuları yaşıyor olsa bile sevda güneşi hep damarlarında, gözü sevda şafaklarında...
Naime Hanım Kardeşimin naif yüreği ve harika kaleminden hep güzel şiirler dökülür... Bu da onlardan biri ve çok güzeldi... Sonsuz Kutluyorum... Saygılarımla...
Yinede severim seni apansızca yıkıldığım yerlerime tutuna tutuna diyor şiir..İşte budur aşk sevda...Büyüleyici bir üslupla kaleme aldığınız şiirinizi ve sizi kutluyorum sevgili hocam..
Harikulade dizeler. Hani ne derler, şiir insanın aşkının, sevdasının, özgürlüğünün, içselliğinin çılgınca haykırışıdır. Çoğu insan mantık aramaz şiirde. Betimlemeleri kendine özgüdür, mantık tanımaz, aşar mantığın tüm setlerini, hani insanın şiirlerde arayışı var ya kendini her türlü duyumsamayı kendi benliğinde bularak, bir sevgi düşünmek ve sonsuza kadar muylu yaşamak, o sonsuz sevgiye sarılarak. İnsanın sevmesi gerek canını adarcasına... Affetmek, hoşgörmek sevgiliyi yanlışı doğruyu yerinde anlarcasına... Başarılar, sevgiler. Paylaşımdan büyük zevk aldım. ++
Yemin bile bozulur...
Niye bozulmasın ki? Eden biz isek, yemine neden olan koşullar kalkmışsa ortadan, pişmanlık duyuyor isek üstüne bir de, neden bozulmasın?
Kefaretini 'gönlümüz ödeyecektir' nasılsa...
Kutluyorum anlamlı şiirinizi Öğretmenim..
Tüm güzel sözleri bu şiirde kullanmışsınız harika şiir
tebrikler
İşte o zaman bozarım yeminimi
Yeniden yediveren goncalar açar yüreğimde
Birinde ölürsen diğerinde dirilirsin…
kaleminize yüreğinize sağlık şiir tadında kalın yürekten selamlıyorum sizi ve şiirinizi ve tam puan + antoloji diyorum...
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta