Boyut değiştirmek; yarı uyanık, yarı rüyada var olmak gibi.
Beden olduğu yerde, uzanmış,
istirahatte.
Gözler kapalı, bilinç açık, uyanık.
Bir aralıkdan geçer gibi
Sonra bütünü görmek gibi.
Bütünden tek an'a geçiş, istemli yada istemsiz.
Bir perde..
Olup bitenleri perdenin arkasından değil, perde kalkmış ve fazlasını seyretmek gibi.. Gözlemci olmak.
Sizin olduğunuz yerde susmuştur her şey.
Hatta gece bile.
Bir başka hayattır baktığınız.
Çok zor değildir.
Hayal gibi görünür önce sonra netleşir.
İşte karşınızda.
ve sınırı yoktur.
'Dur' diyende,
'Durdurmak' ihtiyacı duymadan öylece..
Hiç engel yoktur.
İstediğiniz 'an', seçtiğiniz an..
Artık sizin olur.
O 'an' da ordasınızdır ya da O'ndasınızdır.
O'nun gördüğünü değil belki ama hislerini görebilirsiniz.
"Nasıl olur? Bu imkansız." diyenler
bilir oysa
"imkansız" diye bir şey yoktur.
Zihin, duygular ve niyet, oldurur ve yaratım oluşturulur.
Bir ara bilgi, bir ekranda akıyormuşçasına kayar
Harf harf, kelime kelime, cümle cümle, Paragraf paragraf.
Uyanıkken insan bu kadar hızlı okuyamazdı.
Bilinç uyanıkken okuması, bilgiyi alması zamanın değişik bir süresi gibidir.
Bedenin olduğu tarafta bir gece süresi kadar belki.
Aslında Ol-an.. Sadece bir an.
Yüzmeyi bilmeyen yüzebilir.
Uçmayı beceremeyen, uçabilir.
'İnceden ağrıyan ayaklarınız' değil sizi götüren, bilinmezliklerin içinde ruhunuzun, kanatsız kollarınızda görünmez rehber/leri varolur.
Size yön verir, akan nehirin denizle buluşması için daha önceden belirlenmiş yol gibi, bir yoldur.
Büyük bir ışık kaynağının, etrafa saçılmış milyarlarca ışık demetinin, tekrar kaynakla buluşması, bütünleşmesi gibi bir haldir.
Başka bir alemdir, başka bir yaşam formu.
Kah susturur, kah konuşturursunuz düşünceleri belki..
Kah oturtur, kah ayağa kaldırırsınız
'doğru kostümlü yalanların' gerçeklerini.
Zaman epey ilerlemiş olmalı..
Geçmiş zaman ve o zaman sadece bir 'an'.
Hala uzandığınız yerdesinizdir.
Geri dönüş bazen sakince, bazen sarsıcı olabilir.
Birden nefes alırsınız, irkilerek..
Sanki gidip gelmişliğin yorgunluğu üzerinize çöreklenir.
Bir süre sonra; bir yanınıza yaz güneşi, bir yanınıza kışın soğuk ayazı değmiş gibi hissersiniz.
Eğer duygunuzun güneşi, parlamışsa
Hem yanar, hem üşürsünüz.
Hangi iklim, hangi girdabın içindesinizdir?
Ne iliklerinize işleyen güneşin ışığını sahiplenebilirsiniz
ne de iliklerinize işleyen soğuğu reddedebilirsiniz.
Boyut değiştirmek, kalbin beyni ile
kafatası içindeki beyinin içinde olanların aynı frekansa ulaştığı an, içteki gücün açığa çıkmasıyla
göremem dediğinizi görür, duyamam dediğinizi duyar, an/layamam dediğinizi an/larsınız.
Sonra mı?
Susarsınız. Sus' un en yalın haliyle.
Kayıt Tarihi : 4.5.2010 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım saygın kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi..tam puan 10.
akçaydan selam ve saygılarımla.
İbrahim Yılmaz
*********
** ATLAS **
Şiir ve şarkı sitesi eserlerinizi paylaşmak için sizi bekliyor.
** ŞİİRLERİNİZİ
** ŞARKILARINIZI
** SESLİ ŞİİRLERİNİZİ
** VİDEOLARINIZI
** RESİMLERİNİZİ
** VE DİĞER TÜM ESERLERİNİZİ
Sitemize KAYIT OLUP, DUYURULARI okuduktan sonra paylaşabilirsiniz.
www.atlassiir.com
http://www.atlassiir.com/atlas/
TÜM YORUMLAR (1)