Senden ferman olmadan kim sürer bu dünyadan,
Yaratılmışın can almaya yeter mi gücü?
Açan her renk gül, nasıl fışkırırsa goncadan,
Sendendir bülbülün ötüşü, aslanın gücü.
Sırdır bak bulutta rahmet, başakta buğdaylar,
Dönecek taşlar değirmende, un olacaklar,
Akıl buna erer mi, kaç can doyuracaklar?
Tartışmak ne mümkün Yarab, ekmekteki gücü.
Donmuşken birden çözülür su, akarken uçar,
Sen iste yeter ki, dağları deler de geçer,
Kulun Ferhat sonunda Şirin’e destan seçer,
Tarihe mıh gibi çakılır kazmanın gücü.
Yaptırdığı kulelerdi Nemrut’u şımartan,
Gücü var sanıyordu, kendi de inanmadan,
İnanç’tı İbrahim ateşini gülzar yapan
Bir köpük gibi sönüverdi kafirin gücü.
Göz alıp yükselirken piramitler, saraylar,
Bir yanda sefalet içindeydi aç insanlar,
İbretti halka, kuruyan Nil, yanan sahralar
Acizdi olanlara, kördü Firavun gücü.
Bir gece doğdu Nebi, söndü bütün ateşler,
Devrildi bütün putlar peş peşe, üçer, beşer,
Nurlara gark oldu kainat ve tümden beşer,
Putperestleri de şaşırttı Kabe’nin gücü.
Ferman buyur, nasip et, cemaline ulaştır,
Arzumdur, Habib’in şefaatini bulaştır,
Kevserli has cennet bahçeni bize yakıştır,
Sarsın çepeçevre gönlümü Kur’an’ın gücü.
Kayıt Tarihi : 14.2.2011 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!