Böyle miydi? Şiiri - Yorumlar

Zübeyde Gökbulut
108

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Sahte şeyhi pîr eder ölçü alır kendine
Unutur bu arada Yaradan'ı, Resûl'ü.
Nöbettedir kör şeytan, sen yol alırken dîne
Yunus’un Mevlana’nın böyle miydi usûlü? .

gelin- Kırşehir

Tamamını Oku
  • Ozan Sentezi
    Ozan Sentezi 19.11.2009 - 18:06

    Evet..Seytanin en fazla yanastigi bu taraf edebi bir uslupla cok güzel dile getirilmis..Saygilar tebrikler ögretmenim..

    Cevap Yaz
  • Ahmet Şahinoğlu
    Ahmet Şahinoğlu 08.11.2009 - 09:58

    Evet şiir dediğin budur bir konuyu az sözle anlatmaktır örneğini Hemşehirlim sayın Zübeyde GÖKBULUT vermiş Kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun 06.11.2009 - 09:18

    4 x 4 kutlarım

    Cevap Yaz
  • Şükran Günay
    Şükran Günay 02.11.2009 - 22:30

    'Böyle miydi?
    Sahte şeyhi pîr eder ölçü alır kendine
    Unutur bu arada Yaradan'ı, Resûl'ü.
    Nöbettedir kör şeytan, sen yol alırken dîne
    Yunus’un Mevlana’nın böyle miydi usûlü?' .

    gelin- Kırşehir


    Zübeyde Gökbulut

    Yunus ve Mevlana'yı anlamak hepimize kısmet olur inşallah canım öğretmenim.

    Yüreğine ve eserlerine hayranım canım kardeşim.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Doğan
    Mustafa Doğan 22.10.2009 - 11:20

    Sahte şeyhi pîr eder ölçü alır kendine
    Unutur bu arada Yaradan'ı, Resûl'ü.
    Nöbettedir kör şeytan, sen yol alırken dîne
    Yunus’un Mevlana’nın böyle miydi usûlü? .

    ne usul kaldı ne kaide
    ahkam keser suizan
    gidipte bakalım hele


    çok güzeldi tebrikler

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir 21.10.2009 - 12:33

    Dediğiniz gibi sahte şeyhler olunca, şirazeden kaymış müridler de oluyor. Ayağına pantolon alacak parası olmayan zibidileri kim finanse edip bu safların başına salıyor, onu da sorgulamak lazım. Örneğin Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz garabetleri hala hafızalarımızda olmalı.. Kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Zülfikar Yapar Kaleli
    Zülfikar Yapar Kaleli 20.10.2009 - 16:17

    Merhaba.
    Zübeyde Hanım; Ben bu yazıyı yazarken sizin dörtlüğünüzün daha da uzayabileceği bir ortamı gördüm, araştırdım. Gördüm ki dünya tamahını görmüşsünüz sizde. Bu yüzden bir veli veya vasinin nasıl olması gerektiğini izaha çalıştım. İstedim ki şiirinizi okuyan belki altına yazılan (benim naçizane yazdığım) yazıyı da okur da kendisine bir ders çıkarır. Muradım buydu. Bu yüzden uzadı yazı.Bu konuda o kadar çok söylenecek söz var ki!
    Dilerim Allah Resulü'nün divanelerinden olmayı nasip eder Rabbim.
    Selam ve dua ile...
    Zülfikar Yapar Kaleli

    Cevap Yaz
  • Zübeyde Gökbulut
    Zübeyde Gökbulut 20.10.2009 - 14:09

    ' Veliler asla sahabi, nebi ve resul mertebesinde değillerdir. O halde temel ölçü şu vasıflardır.
    Velinin her hali İslam hukukuna uygun olmalıdır. En küçük benlik kokusu bile olmamalıdır. Keramet izahında güneş görmemiş bir bakirenin, herkesin içinde gömleği düşmüşçesine hicap duymasına benzer bir duygu ve utanç sahibi olmalıdır. Çünkü keramet velilerde ilahi iradeyle meydana gelir ve asla keyfiyet ifade etmez. Silsile itibariyle Hz. Peygambere dayanmalıdır. Manevi zevk sahibi olmalıdır. Şefkat ve himmette yüce olmalıdır. Muhteşem bir heybet ve temkin olmalıdır. İlahi iradeye bağlı olmaktan ileri gelen bir teslimiyetle dünya işlerinden uzak ve hak yolunda olsa bile hadiseleri zorlamaktan uzak olmalıdır. '
    EYVALLAH !.....

    Sn. Kaleli öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim Hayli vakit ayırmışınız elinize emeğinize sağlık.
    Ne dedim, nasıl anlaşıldım onu da tam anlamış değilim açıkçası
    İslâmın hakkını veren, Peygâmber ahlakıyla ahlaklanmış, etrafına ışık saçan gerçek ALLAH dostlarına elbette saygımız sonsuz.Kastettiğimiz de onlar değildi zaten.
    Ha bu dörtlük nasıl çıktı derseniz:
    Bir düğün evinde dikkatimi çeken bir manzaradan etkilendim diyebilirim.
    Düğün evine iki genç kız gelmişti biri 18, diğeri 20 yaşlarında, düğün evinde kim varsa kalkıp ellerini öptüler ' hoş geldin anne ' diyerek
    Ve o iki genç kızın taktıkları takıların bir benzerini 53 yıllık ömrümde görmemiştim. Belki bir çoğumuz topkapı müzesinde filan görmüş olabiliriz .
    Elbette sordum soruşturdum, nedir, neler oluyor diye
    Benim inandığım dînimde ne bu kadar şatafata meyil vardı ne de bu kadar el etek öptürmeye...
    Efendimiz dediğimiz iki cihan güneşi, Âlemlere Rahmet Peygâmberi'ni düşündüm bir an, O'nun yaşantısını düşündüm, İçim sızladı bir kez daha âşık oldum.
    Ve ne acıdır ki hiç kimse Onun adı anıldığında dövüne dövüne ağlayıp, kafasını duvarlara vurmuyordu. Bunca sevmeme rağmen ben de dahil...
    Aynı manzarayı siz görmüş olsaydınız inanıyorum ki o güçlü kaleminizle bir değil bir kaç dörtlük yazardınız.

    SAYGILAR ve tekrar TEŞEKKÜRLER

    Cevap Yaz
  • Ünal Kar
    Ünal Kar 20.10.2009 - 13:05

    başka söze ne gerek ablam...

    tam anlamıyla levhalık...

    saygılarım yüreğinize...

    Cevap Yaz
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar 20.10.2009 - 09:19

    Öz deyiş özden deyiş.Tebrikler en bacım.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta