Söyleyin Allah aşkına,
Nasıl kal derim ki gitmek isteyen birine.
O çoktan kararını vermişti.
Gözleri saatin akrebine takılmış,
Çoktan almıştı beyaz mendilini,
Ayrılık treninin beklenen yolcusu olmuştu çoktan.
Taşla döşeli avluda, attığı her adım,
Yüreğimdeki acıyı katlıyordu.
Kapıya yaklaşıyordu, o kapıya,
Yaklaştıkça can çekiliyordu damarlarımdan!
Böyle gitmeseydin hayatımdan.
Bari döktüklerini toplasaydın.
Gözlerimden düşen hayal kırıklıklarımı,
Savursaydın düş deryasına.
Bari dünyaya açılan pencereleri kapatsaydın gitmeden.
Gün kavruğu teninden dökülen umutlarımı,
Vermeseydin elime.
Ya üşürse ellerim haziran gecelerinde.!
Böyle gitmeseydin hayatımdan.
Allaha emanet edecek kadar hatrın kalsaydı bende.
Gülümseyen yüzün kalsaydı gözlerimde.
Ellerinle giydirseydin mahşer gelinliğini.
Tacındaki güller solmadan gelirim deseydin keşke.
Sonra, ardımdan yanık türküler söyleyerek,
Vedalaşsaydın gözlerimle.
Bir avuç toprak atsaydın üzerime!
Yüreğim çığlık çığlığa, gitme, gitme kal diye haykırıyordu.
Ne oldu dudaklarım, ne oldu bülbülleri, kıskandıran dillerim, susmanın zamanımı?
Kıyametim kopuyor, susmanın zamanımı?
Attığı her adım sanki kalbimi durduruyor.
Susmanın zamanımı?
Bir eli kapı kolunda, kararlı kararsız son bir hamleyle baktı gözlerime.
Susmuştu dillerimiz, şimdi sadece gözlerimiz vedalaşıyordu.
Allah’ım, Allah’ım, ya onu döndür,
Yada, yada beni öldür.
Beni öldür!
……Meryem Keskin…..
…..01.06.2025…….
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!