Neden kana karşı bu kadar özlem duyarsınız?
Neden şehvete dönmüştür sizde ölmek, öldürmek?
Hiç mi bir şey söylemez size feryad u figanımız?
Hiç mi aklınıza gelmez yaşamak, yaşatmak?
Neden en zehirli okunuzu barışa atarsınız?
Neden her gün ortalığı birbirine katarsınız?
Yoksa ey zalimler, ey kitapsız herifler
Siz ölümün kendine mi taparsınız?
Hep şer midir ki sizin dileğiniz
Hiç sevgiyle atmaz yüreğiniz
Zannetmeyin ki devran hep böyle gider
Hep böyle bükülmez bileğiniz
Otuz küsur yıldır akan kandan beslendiniz
İnsanların hep nefretine seslendiniz
Nasıl olsa ölenler hep fakir- fukaranın çocuğuydu
Evet, onlar fakirdi
Sizin gözünüzde hakirdi
Göbeğini kaşırdı babaları
Malları yoktu, mülkleri yoktu
Sınırlardı paylarına düşen
Gittiler, öldüler, döndüler
Oysa size hiç dokunmadı ölümün kılıcı
Sizi hiç okşamadı o soğuk elleri
Hep bağında-bahçesinde gezdiniz yurdun
Dağlarına hiç uğramadınız
Eksi kırk derecede titremedi içiniz
Ansızın gelen bir kurşunla ısınmadınız
Siz ağlamayı da bilmezsiniz
Sadece hamasi nutuklar atarsınız
Sonra da çekilirsiniz köşkünüze-sarayınıza
Millet dertliymiş, kederliymiş
Umurunuzda dahi olmaz
Olmaz, olmadı da
Katil bir adamı önce attılar kucağınıza
Sonra ateş düşürdüler ocağımıza
Durup dururken niçin verdiler bu katili bize?
Sormadınız, bilmediniz, görmediniz, anlamadınız
Bundan olsa gerek hak ettiği yere yollamadınız
Kendi ellerinizle beslediniz adamı
Aratmadınız ne Kandil’i ne Şam’ı
Şimdi atsak sokağımızı yakıyor, tutsak evimizi
Adam “of! ”dese binler ayağa kalkıyor
Ya işyerimizi yakıyorlar ya çocuklarımızı
Sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüyorlar evlerine
Hani ne demişler: “Eski hâl muhal
Ya yeni hâl ya izmihlal
Yani bu böyle gelmiş böyle gitmez artık
Gitmiyor da
Geldiğimiz yer burası dostlar
Fakat müsebbipler burada da yoklar
San ki sorumlusu bizmişiz gibi
Gece gündüz kalbimizi kanatıyor
Dört bir yandan atılan oklar
Gelmiş geçmiş bütün gafillere inat
Soruna vermek lâzım yeni bir format
Aksi halde yılların kanlı bombası
Olacak bigünahın baş belası
Bu sorunu üretenler inlerinden bakacaklar
İşlerine geldiği an meydanlara çıkacaklar
Sonra her şeyin müsebbibi bizmişiz gibi sorup hesap
Dünyamızı harap edecekler
Ama yağma yok, bu böyle biline
Zalimler kin katsalar da kinine
Biz kapılmadık, kapılmayacağız nefretin seline
Hakikate açılan gözler bir daha kapanmayacak
Bir daha ufkumuzu sarmayacak gece
Bir daha kan üstüne kan akmayacak
Eşkıyaya verirken hak ettiği dersi
Kardeşliğe uzanan eller koparılmayacak
İşte o zaman ağlayan siz olacaksınız gülen biz
Çünkü böyle diyor açılan bahtımız, kaderimiz
12 Aralık 2009
Kayıt Tarihi : 16.12.2009 20:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllara yayılan sorunlar yumak haline geliyor. Bir gün bu yumağı açmak istediğinizde bakıyorsunuz her sorunun altında binlerce sorunlar yumağı çıkıyor ve bu hal yoruyor sizleri. Sonuç bugünkü hâl...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!