Boyacı Engin Şiiri - Naki Aydoğan

Uzaklara giden elbisesini giyer.
Yakında boyanır.
İnsanların işi boyanıp durmaktır.
Boyacı Engin, gurbete gider, boyacılık yapmaya.

Ne yapıyorsun?
Çit.
Boyaman gerekir.
Boyacı Engin, boyayacak.

Kapı pencere yakın boyanır, ev badana edilir.
Araba uzakta boyanır, arabayla gezinenlerde.
Engin’in karısı Oya’dır, oya gibi işler işini Engin.
İşiyle arası iyi, iyi geçinir hayatla, Engin.
Oya’da eşine boyanır ve süslenir.
Eşi gibi tasarrufludur az boyayla çok boyanır.

Engin bir gün gittiği işte bir tuhaf olur.
Bir ressam çağırmıştır, onu.
Elif, bir tablo üzerinde yakın ve uzağı bir arada resmeder.
Elif, aldığı duvar resminde boyacı Enginden yardım alır.
Çizip belirlediği yerleri Engin boyayacaktır.
Tarif ettiği şekilde.
Engin, hep Elif ile çalışmak ister ama duvar işi geçicidir.
Elif’in.
Elif’ten sonra Engin, evde boş kaldığı zamanlarda resim yapar.
Bulduğu eşyalar üzerine.
Bozuk bir buzdolabına bir davlumbaza ahşap dolaplara.
Bulduğu bir duvar parçasını apartmanın bahçesine getirir.
Ve boyar.
Bahçenin öğle bir yerine tasarım eder ki.
Apartman görevlisi hesap soracağına hesap eder.
O ay aidat parası almaz, Engin’den.
Engin’in ünü duyan badana boya için değil bu gibi iş için çağırırlar.
Engin’in önünü duyan Elif, Engini ziyarete gelir.
Ve Engin’e ortaklık teklif eder.
Engin kabul eder.
Oya’da bir terzinin yanında çalışmaya başlar.
Çocuklar okula gider.

Engin ile Elif, yakınlaşır.
Oya’da bunu hissetmiştir.
Elinden gelen dikiş nakış işlerini ilerletmek için terzi yamağı olmuştur.
Sonra bir tasarım atölyesine geçmişti.
Aldığı tasarım kursu sonucunda.
Ve zamanı gelince Oya, Engin’e yol vermiştir.
Elif ile aşklarına.
Patırtısız gürültüsüz bir ayrılık olmuştur.
Nasıl olmuştur bu iş.
Sanatla.
Hayata sanatsal bir bakışla zanaatları içerisinde kargaşaya düşmemişlerdir.
İyi fikirmiş.