Yöneticilerimiz sürekli yalanlarla halkı kandırmaktadır. Halkın uyanmaması için de sürekli hakla hiç ilgisi olmayan konuları gündemde tutmaktadır. Sanki Mısır başbakanı gibi Mısır’ a ağlamak, Suriye’ ye çatmak, Birleşmiş Milletlere kafa tutmak gibi işlerle zaman harcıyorlar. Zaten satılmış basın da O’ nun dediğinden dışarı çıkmamakta, iç sorunlara, halkı ilgilendiren konulara hiç değinmemektedir. Cuma günü Doların 10 yıldır gündemde olan 1.500TL’ dan 2.000 TL ‘ ya çıkması ile 10 YILLIK BİRİKİM SIFIRA İNDİ. Borcumuz Dolar başına 500 TL daha arttı, paramızın değeri o kadar daha azaldı. Kapanacak iş yerleri, iflaslar, sönecek ocaklar sırada. Bundan önceki duruma da bir bakarsak, AB ülkelerinden/Almanya’ da yumurta bizden %22, her türlü yağ %17 daha ucuz. Karkas etin kilosu O’ rada 12 TL, bizde 18 TL. (Sözümona tarım ülkesiyiz, SAMANI BİLE DIŞARIDAN ALIYORUZ! .) O’ rada ortalama ücret 1.200-1.400 Euro yani cumadan önce 3.00-3.500TL idi, bizde 870 TL. Karşılaştırın, nerede yaşamak daha güvenli, daha ucuz. Başbakan ve Hükümet doğru söylüyor mu?
Enflasyon sepeti AB ülkelerinde 5 yılda bir değişir. Bizde her yıl değişir ve enflasyonla ilgisi olmayan çok kalem özellikle enflasyonu düşük göstermek için yazılır. (Pingpong topu, tenis topu, toplu iğne, saç tokası, çatal iğne…gibi.) TÜİK sürekli, hükümetin isteği doğrultusunda yanlış ve kasıtlı istatistik bilgileri vermektedir. Türkiye’ de işsizlik oranı özellikle yıllarca dirsek çürüterek büyük emeller besleyerek üniversite bitirmiş gençler başta olmak üzere % 22, ev kadınlarını da katarsak 26’ dır. Bir ülkede % 26 işsizlik ne demek biliyor musunuz? Her dört kişiden biri hatta fazlası işsiz. TÜİK istatistik bilgilerinde bunu göremezsiniz ama sağınıza solunuza bakınca görüyorsunuz… İyi ki TÜİK Allah sayısında istatistik yayınlamıyor? ! . Birden farklı rakam söyleyecek çünkü, bir dese de inandırıcı olmayacak! ...
Bu ara kişi başı ulusal gelir 10.000 Dolar yani Cuma öncesine göre 15.000 TL, Cuma sonrasına göre 20.000 TL diye açıklanıyor. Başbakan ve Hükümeti kasım kasım kasılıyor. Halk özellikle köylü, emekli, işçi, bir kısım esnaf cebine bakıyor hayret ediyor! Çöp kutularından, pazar yerleri döküntülerinden atık toplayanlara bakıyor, işsizlere bakıyor, öğrencilere bakıyor, yiyip içtiklerine bakıyor, giyim kuşam ve toplumsal yaşantısına bakıyor, hayret ediyor. Nerede, kimde bu 10.000 Dolar diye soruyor? ! . Boşuna arıyor. O para nerede mi? İhale alan, dışarıdan yabancı ortak alarak, (bir taraftan küçümseyip hakaret ettiği Atatürk ve İnönü zamanında) yapılanları peşkeş çeken Erdoğan’dan alanlar, AKP’ liler, yandaşlar, Deniz Feneri ile aydınlananlar, eş dost, ahbap, çavuş tanıdıklar arasında paylaşılıp bitti. Halkın kendisine bir şey kalmadı elbette! Çünkü gelir dağılımı adaletsiz. Emeğin değeri yok. Üretimin önemi yok, üretim ürününün değeri yok. Üretim yapılamıyor, destek görmüyor. Dışarıdan getirip satanlar yaşıyor. İçerideki üretici perişan. Hükümet beslemesi basın yazmaz tüm bunları.
Öyle ise neden çok oy alabiliyor derseniz? ! . (Seçim hile ve oyunları, seçim sistemi, %10 barajı.. bir yana) . Halk Stalin’ in Tavuğu durumuna getirilmiş, gözüne soksan görmez görmesi gerekenleri…
Cahilleştirip, yoksullaştırdıkları ve din ile uyuttukları halktan oy alıp, oy verenleri de aptal durumuna sokuyorlar üstelik. Ondan sonra aslanlar gibi kükrüyorlar, esip gürlüyor, yağıyorlar her yana! Ama birine söz söyleyemiyorlar, ABD.
Kayıt Tarihi : 28.8.2013 18:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!