Gözünde donmuş akmıyor
Yaşlar boncuk boncuk
Babayı hiç bilmiyor
Bosnalı çocuk
Karnı aç açım diyemiyor
Kırık bebeğine sarılıyor
Çikolata şeker zaten bilmiyor
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bosnalı çocuk
Anası hedef olmuş hazırlıksız
Pazar yerinde sırp kurşununa
Yetimdi şimdide öksüz
Bosnalı çocuk
Hevesi oyun bahçesinde kalmış
Boynu bükük benzi soluk
Bu savaşı hiç anlamamış
Bosnalı çocuk
Savaşın mağdurları, Kadınlar, Çocuklar ve Yaşlılar.
Dünyada habersiz Çocuklar.
Yüreğine sağlık şairem.+ 10 Puan.
Sevgi ve Selamlarımla
kutlarım duyarlı yüreği
Ben de diğer yorumlara katılıyorum; bugün de Gazze'ye,Afganistan'a Dünya'nın dörtbucağına uyarlanabilir...
Çocuk bu ne anlar soykırımdan.Büyükler bile zor anladı.Çocuklara eziyet etmeye hiç kimsenin hakkı yok ama,dünyanın acı bir gerçeği işte.Yüreğinize sağlık.
Dünyanın neresi olursa olsun çocukların ne günahı var öyle değil mi? Duyarlı yüreğini kutlarım. Antolojimdesiniz.
ÇOCUKLARIMIZ
Bosna’da çocuk
Yaşı bir buçuk
Kolları uçuk
Ağlar ha ağlar.
Kara bebekler
Yolları bekler
Uçmuş emekler
Ağlar ha ağlar.
Gazze şehrinde
Namlu önünde
Dost yok yanında
Ağlar ha ağlar.
Afganistan’da
Her taraf kanda
Vuran-ölende
Ağlar ha ağlar.
Azerbaycan’da
Zulüm hunharca
Hak parça parça
Ağlar ha ağlar.
Moro-Eritre
Bağdat-Keşmir’de
Endülüs nerde?
Ağlar ha ağlar.
O Kerbela da
Kalmış belada
Zeyneb-i ahla
Ağlar ha ağlar.
Zindan da baba
Rahmetli ana
O Kürdistan da
Ağlar ha ağlar.
Çocuklarımız
Umutlarımız
Yarınlarımız
Ağlar ha ağlar.
Karanlık perde
Bir bela ser’de
Mazlum bu derde
Ağlar ha ağlar.
Bekir Urfalı
2 Temmuz 1993
duyarlı yüreğinizi kutlarım...
bosnalı afganistanlı gazzeli galiçyalı bilmem nereli insanlığımızın utanç sayfaları duyarlı yüreğinize salık üstadım siz çoktan şair olmuşsunuz merak etmeyin.nice şair kılıklı insancıklar var ama çevresine kör feryada sağır acıya duyarsız ve tüm bunlar sözüm ona sanat adına sizin gibi şair olmayanlar başımızla gözümüz üstüne.
anlamak zorunda zaten bu savaşları anlaya bilseydik sanırım bu dünyada bugün hep bizim çocuklarımız bu halde olmazdı anlamalı ve anlatmalı yoksa papağangibi tekrarlamak hiç bir sorunu çözmüyor kutluyorum
Bosna'yı gezip görmüş bir kişi olarak bu acıyı yüreğimde hissediyorum,gazzeli çocuklara da çok üzüldüm, onlar için bir şiir de ben yazdım.Canlı bir konu, bugünlerde de Doğutürküstan'a ağlıyoruz. Onlar için duadan başka hiçbirşey de yapamıyoruz. En kötüsü de işte budur.Tam puanımla duyarlı yüreğinizi kutlar başarılar dilerim.
Duyarlı yürekler yapılan zulümlere, haksızlıklara dayanamıyor ve isyanını böyle dizelere döküveriyor.
Zevkle okudum.
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta