UZAK
Ses yok şimdi Fatma'dan,Ayşe'den,Hülya'dan.
Biri uyandırsın beni,bu korkulu rüyadan.
Feryat ediyorum,kimse duymuyor beni.
Ben böyle uzak olduğumu bilezdim dünyadan.
1994
SES VER
Ses ver sesime ağabey,bileyim,nerdesin.
Ses ver ki köpekler-Bunun sahibi var-desin.
Hiç mi merak etmiyorsun,ne hallerdeyim?
Başını kaldırıp ta baksan göreceksin.
1994
VURMAN GEREKMEZ
Susarsan elbet başıma yığılacak bular.
Halbu ki höt desen korkup dağılacak bular.
Can vermedeyim ağabey,görmüyormusun?
Vurman gerekmez,tükürsen boğulacak bunlar.
1994
GEÇ KALIRSAN
Gelsen,kanlı sokaklarda yürürsün Bosna'da.
Görsen halimi kahrından ölürsün Bosna'da.
Tez gel ey Ümmet-i Muhammet..! Geç kalırsan,
Sırpın zafer şenliğini görürsün Bosna'da.
1994
FARK
Henüz ömrünün en güzel çağını yaşıyor.
Cebinde kimbilir hangi oyuncağı taşıyor?
Pek farkı yok Ali'y Alia'nın bugün.
Biri savaşçılık oynuyor,biri savaşıyor.
1994
ÇOCUKLAR
Aklımız hürriyette; parada pulda değil.
Gönlümüz sende ilahi,sağda solda değil.
İKRA buyuruyorsun ya Kur'an-ı kerimde...
Heyhat..! Çocuklar cephede,okulda değil.
1994
BUGÜN
Balı peteği yağmalanan kovanım bugün.
Yok ki,savunmaya tankım,topum,havanım bugün.
''Evlenmem sırpı kovmadan'' dedi ve gitti.
Toprağa düştü onsekizlik civanınm bugün.
1994
Kayıt Tarihi : 20.2.2009 09:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yine Bosna..Bu rubailer aslında-geç kalmış-rubailerdir.Yani sesini duyurmada geç kalmış rubailerdir. O yılları yaşayanlar iyi hatırlayacaklardır,yüzlerce toplu mezar bulunmuştur.Tecavüz edilen her yaştan kadın-kız,toplu mezarlara doldurulan-hatta-canlı canlı gömülen erkekler,Sırp-Hırvat birleşmesine ve bu vahşete karşı aylarca BİRLEŞEMEMİŞ MİLLETLER.. Allah o günleri hiç bir millete yaşatmasın.
![Eyüp Cüce](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/02/20/bosna-rubaileri.jpg)
savaşın çocuklarının
yüreklerini bilmek istiyorum
nasıl
nasıl dayanıyor yürekleri
ne biçim direnç bu
hala dimdikler
bütün bunları anlamak
ve direnmeyi onlardan öğrenmek istiyorum
hayat yaşları belki yirmi,kırk,elli olan çocukların
şimdi
yaşamın şu ihtiyar çocuklarının
tüm hüzünlerini bana verin
avuçlarındaki cennet bahçeleri bi asker çizmesiyle ezildiğinde hangimiz hesabını verebildi o küçük canların...dağ taş dayanmazken o acı feryatlara biz kulaklarımızı tıkadık...her masumun başı düştüğünde toprağa ,sefkatle ağlyarak açtı kucağını toprak....biz o kadar bile olamadık çünkü yüzümüz yoktu toprağına elimizi sürmeye...bizim çocuklarımız oyuncak beğenmezken onların oyuncaklarını tutabileceği elleri ayakları yoktu...hangisinin eli olabildik hangisinin ayağı olabildik....
hey insanoğlu ! o üstüne çullandığın cennet kuşlarının gözlerindeki ölü düşler bir gün dünyanın sonu olacak....utanıyorum insanlığımdan...utanıyorum o küçük bedenler son nefesini verirken aldığım nefesten...
EzHeR....
TÜM YORUMLAR (2)