Geceler,
senin gibi yıldız giymedi hiç.
Bir ışıltı değil,
bir suskunluk gibi taşıdın evreni.
Sesinde değil de
gözlerinde sönerdi sabahlar.
Dokunduğun hiçbir yer ısınmazdı,
ellerin,
çoktan donmuş bir vadinin yankısıydı.
Bazen yürürdün
bir şehirden değil,
kendi içinden geçerek.
Yabancıydın her şeye
sadece yalnızlığı tanırdın adıyla.
Ağlayamazdın;
gözyaşın da yoktu artık,
her suskunluğunda
bir başka yerin çığlığı olurdun.
Zaman mı?
Senin için sadece
bir yanlışlıkta oyalanan takvim yaprağından ibaretti.
Her istasyon
veda etti
ve sen el sallamadın hiçbirine…
Kendine bile sürgündün.
Sözlerin uzaklaştı senden
rüzgâr başka bir dilde anlattı seni.
Bir gün
bir çocuk şarkı söylerken
bir anlığına
senin yankını duydu
ama adını koyamadı.
Artık ışığın da yok.
Kuzey seni unuttu.
Ve avcılar yine hazır
parmakları tetikte.
Sen hâlâ yürüyorsun
kendi yokluğuna doğru.
Kayıt Tarihi : 29.9.2025 22:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!