Boşluk postlu hayatlar
Çığlığın sesine yürürler
Keşmekeşin dalgalarında ağacın meyvesini taşlarlar
Kuşun kanatlarını kelebek etkisi görme
Ruhun marşıdır özgürlük
Kırıklarını yoklayan acı olsa ne yazar
Aydınlık büyük doğum, sancılar kalpte yara
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Derin mısralar...bir bulanık...bir aydınlık çok yoruma gerek yok,yorum her bir satırın kendisi..kalemin susmasın..
yüreğine sağlık
Boşluk postlu hayatlar
Çığlığın sesine yürürler
Keşmekeşin dalgalarında ağacın meyvesini taşlarlar
Kuşun kanatlarını kelebek etkisi görme
Ruhun marşıdır özgürlük
Kırıklarını yoklayan acı olsa ne yazar
Aydınlık büyük doğum, sancılar kalpte yara
Kusur görmek yeni verem
Ben matkaplı kibiri unut
Seni senden ayıran hisler doğar
Gör gerçeği karanlık yeni oyun
Sev serçeği buğulu yollarla dolmuşsun
Yalan kabuk tutmuş hakikatin katili
Affetmeyi bil söylemediğin türkülerle dolsan bile
Boşluk postlu hayatlar
Çağımızın yakılan masallarıdır
Söyletmezler karanlığa aydınlık geleceği
Aydınlığı karanlığa boğdurmak isteyenlerin yönettiği, bunlara fino köpekliği yapan hainlerin çoğaldığı bir ülkede huzurlu, mutlu yaşamaya imkan var mı? Emeğinize, yüreğinize sağlık güzel bir şiir okudum
Günümüz ahvalinin mısralardaki yansıması oldukça güzeldi... Karanlık peçelerin ardına gizlenmiş, sokaklara, yüreklere korku hüküm salmış ve güneşi çalmışsa... Tan vakti gecenin en karalık zamanıdır ve güneş doğdu doğacak demektir... Aydın şafaklar yakın demektir...
Kutluyorum Fatih Bey... Nicelerine...
Finalle belirginleşen yüksek idealle dolu içerik harikaydı tebrikler
Şiir paylaşımı için teşekkürler sevgili Fatih Ataşçi Bey,
Her konuda içten, dürüst ve samimi olmalıyım. Şiirinizin % 80 kadarını anladığımı, küçük bir bölümünü tam olarak anlayamadığımı belirtmek isterim. 'Boşluk' anlamını biliyorum. 'Post-lar' *pösteki* dediğimiz toplum tarafından kendilerine ruhani bir paye verilmiş kişilerin -oturma yeri- anlamına gelen, kendilerini bir makam sahibiymiş gibi algıladıkları 'Postniş' diye kullandıkları 'o yere oturmaya hak kazanan bilge kişilik' anlamını içerir. 'Hayatlar' sözü genel anlamda bilinen bir anlamın -canlı yaşamını- ifade eden zaman sürecidir. Bu üç sözcüğü yan/yana birlikte kullandığımızda nasıl bir anlam vereceğimi uzun uzun düşündüm ve ne yazık anlam vermekte zorlandım. Acaba kişilerin mistik değerleri, makam ve mevkileri boş, nafile, hiç bir anlam ve değer ifade etmeyen kavramına mı ulaşacağımı kestiremedim.
Değerli dost, şiirdeki dizeler bir serzenişin, haklı bir yakınmanın, sonu belli olan çileli bir yaşın ürkütücü boyutu olarak verilmiştir. Ne yazık hepimiz adına geçerli olan yaşam koşulları kimseyi ayırmaz ve kimseye ne bir fazla, ne bir eksik gerekçe göstermez. Katlanma, algılama, sevme ya da sevmeme bizim kendi yaşam görüşümüzde belirlenecektir. Buna biz kısmen 'özgür irade' diyoruz. Paylaşım için tekrar teşekkürler, sevgiler ve başarılar.
Karanlıkları aydınlığa çevirmek her insanın ilk emeli ve uğraşı olmalıdır. Gelecekte çocuklarımıza güzel masallar dinletebilmek umuduyla. Emeğine sağlık.
Kötülüklerin dellalı yalan
Yalan kabuk tutmuş hakikatin katili
Kabuk bağladığına göre
beşerin en eski yarası demek ki
Bütün gerçekleri tarumar eden bir şey
TEBRİKLER USTA ŞAİRİM.
sevgili hocam Güzel şiirinizi okumaktan mutluluk duydum.Elinize ve yüreğinize sağlık. Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta