Akşamın çöktüğü bir noktadaki an zamanı…
Yok saydığım onca anıların ardından beynimde zonklayan bir ışık, bir gölge, bir sessizlik, bir unutulmazlık işareti, sevgili…
Eski mendillerin köşesindeki yavruağzı ve maviye boyanmış iplerle, köşesi işlenmiş bir mendil gibi, eline aldıkça, aklına düştükçe,
kokularla, salılımlar gibi yüreğe düştükçe aranan sevgili…
Vazgeçilmiş yaşam anlarının ona hediye edilmiş nefesler gibi, ılık bir sıcaklıkla avuçlara düşen sevgili…
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan