Sessizliğe gömülmeli gibi
hissediyor insan bazen;
sanki tek bir zerre toz uçuşsa sesler kabarıp, dalga dalga yayılacakmışcasına.
Bildiklerini haykırsa da duyuramayacakmış,
dinletemeyecekmişcesine,
çaresizce susmak istiyor.
Gördüklerine inanmak istiyor,
inanıyor da yer yer;
ötekini inandıramıyor maalesef…
Kendi gözünden, kalbinden içine çektiklerine sımsıkı sarılmak istiyor,
asla kaybetmemek için;
masaya kazara dökülmüş kolonya birikintisi gibi
saniyeler içinde uçup, gitmemesi için.
Sevgi üzerine konuşulamayan bir dünyada
bir rüyayla düşüp kalkabiliyor;
var gücüyle bağırıyor, anlatıyor heyecanını…
Kimselerin bilmediği diyarlardan
bahsediyor.
Gözyaşları inandıramaz,
hissettiremezken,
pes edemiyor; inandıklarından insan.
Evvela insan olmalı;
doyasıya çekebilmek için hayatı içine,
insan.
Korkular; onu söylenmiş sözlere,
oynanmış oyunlara mahkum eder.
Hiç şüphesi olmadan yaşar, ezberi.
Ölümüne kadar açılamayacak perdelerle gözlerinde
- usulca temizler onları bir ömür -
kendi sahteliğine fazlaca anlamlar yükler.
En nihayetinde
gerçeğinin başlangıcıyla karşılaşır.
Zamanı geriye almak,
yahut perdelerin ardından alınacak nefeslerin güzelliğine bakmak için;
artık çok geçtir.
Yürümediği yollarında, hiç sahip olamadıklarına hüzünlü bir veda eder.
Boşa harcanmışlardan arta kalan bozukluklarını cebine koyup,
göçer sonlu sonsuzluğundan.
İçkin semboller ile
sanrılarını sorgulamalı bir ömür insan.
Yapmalı ki;
bir kurmacayı sömürmeyi
bırakmalı.
- Bir dünya gördüm;
sevgi yüreklere hiç uğramamış,
hep reddedilmiş.
- Yazık…Anlatamadım…Öldüm…
| 30Ar14
Ceyda SayınKayıt Tarihi : 28.10.2024 00:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!