Boş durmuyoruz, öylece koşuyoruz,
Her sabah umutla bir hayal giyiyoruz.
Akşam olunca çıkarıp atıyoruz,
Boş durmayıp boşa yaşıyoruz.
Takvimler doluyor, biz eksiliyoruz,
Bir yerlere yetişip geç kalıyoruz.
İçimiz sessizken dışta susmuyoruz,
Boş durmayıp boşa yaşıyoruz.
Kime ne kaldı onca telaştan?
Ne biziz artık, ne de başlayan.
Bir cümle kaldı ömrün başından:
“Boş durmadık ama… boşa yaşıyoruz.”
Sabahın köründe düşüyor adım,
Ne yöne gittiğim meçhul, bulanık.
Kahvede yüzler, trafikte kalabalık,
Hepsi var ama hiçbiri tanıdık.
Cebimde maaş, içimde boşluk,
Her şeye sahibim, kendime yoksun.
Sanki hayat, içi olmayan kutu,
Sarmaşık gibi büyüyüp durduk.
Ruhum yoruldu, gözüm gördü,
Ne sevda tamdı ne de öfke sürdü.
Çok şey istedik, hiçbiri yetmedi,
Ne zaman gülümsesek içimiz öldü.
Ekranlar doldu, kalpler suskun,
Yüzler gülüyor, zihinler yorgun.
Bir “iyi misin?” cümlesi yok olmuş,
Herkes kalabalık, herkes mahzun.
Yaptık, ettik, yazdık, çizdik,
Hiçbir satırda kendimizi bulmadık.
Yıllar geçti, aynaya baktık,
Tanımadık yüzü, boşuna yaşadık.
Ve şimdi durup geriye bakınca,
Ne varsa dün dedik, kaldı yarınca.
Hesabın özeti şu koca hayatça:
“Çok çalıştık ama… boşa yaşadık.”
Kayıt Tarihi : 21.5.2025 18:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, 05.02.2025’te ebediyete uğurladığımız, değerli büyüğümüz Sırrı Bozdemir’in anısına yazılmıştır. Sırrı amca, sade yaşardı ama sade konuşmazdı. Hayatın içinden süzülüp gelen sözleri vardı; her kelimesinde yılların, emeğin ve yorgunluğun izini taşırdı. Onun en çok tekrarladığı cümlelerden biri şuydu: “Boş durmayıp boşa yaşıyoruz.” İlk duyduğunuzda bir çelişki gibi gelir insana. Ama onun sesinden çıktığında bu cümle, hem yorgun bir yüzleşmeye hem de ince bir bilgelik taşırdı. Çünkü Sırrı Bozdemir, sadece boş durmaktan değil; anlamını yitirmiş, ruhsuz bir koşuşturmanın da farkındaydı. Hayatın hızına kapılıp, kendimizi unutarak yaşadığımız günlere bir ayna tutardı bu sözüyle. O, çalışkanlığıyla tanınırdı ama hep derdi ki: “Çalışmak yetmez evlat, ne için çalıştığını bileceksin.” İşte bu şiir, onun çokça tekrarladığı o cümlenin ardından yazıldı. Hem bir hatırlama hem bir veda, hem de içimize kazınan bir sorunun yankısı olarak: Biz gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece meşgul müyüz? Sırrı amcayı saygı, rahmet ve özlemle anıyor, bu şiiri onun yaşam felsefesine ithaf ediyoruz.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!