Boş gelir İstanbul,
yaşarım bir garip
yokluğu
puslu sabahlarda.
Arkadaşım
simitçiler, mendil satıcıları
uykulu.
Boş gelir İstanbul,
yokluğunda.
Göremem güzelliklerini.
Birde gözyaşı gibi
yağmur yağarsa,
bulutlar düşmüşse yeryüzüne
sıra, sıra.
Telaş yüklü insanlar
duraklarda
Boş gelir İstanbul,
yokluğunda,
sanki bir hüzün var,
sanki bir duvar.
Kimin için yanar
erguvanlar?
baharlarda.
bir rüzgarla
beklerim seni.
Bölüşürüm
içimi yakan garip havayı
bembeyaz kanatlı
martılarla...
Dönüşünü bekler İstanbul,
seninle yüklü
bir yadınlığı.
Bir notadır
insan sesleri,
her notadan, her renkten,
seni söyler sanki;
inceden, inceden.
Bir su ayırır ikimizi
masmavi bir uzak.
En güzelini yaşatır
ayrılığın.
Düşünüyorum İstanbul'u
düşünüyorum senli günlerini.
Bir insan,bir şehre
bu kadar mı yakışır?
Dönersen bir gün
aniden.
ne varsa yüklerdi senden
büyütürdü hazinesini.
nasıl yakardı bir, bir
içimde sönen
deniz fenerlerini...
Kayıt Tarihi : 16.4.2006 22:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurcan Göksel](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/16/bos-gelir-istanbul.jpg)
aniden.
ne varsa yüklerdi senden
büyütürdü hazinesini.
nasıl yakardı bir, bir
içimde sönen
deniz fenerlerini...
Değişik bir İstanbul anlatımı olmuş.
Tebrikler efendim.
TÜM YORUMLAR (2)