gizlerin içinden çıkardım cümleleri
ayaklarım boş bir eve getirdi
ateşten türemiş cevabım yok
sorular sürükledi de geldim
piyano tuşlarından bir ırmak
hayalet kuşlarından bin ses tatmaya
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
çok harika bir şiir olmuş...
kutlarım...
Gerçek genellikle kırıcıdır, katı ve soğuktur. Pek hoşlanmayız onunla karşılaşmaktan.
Öte yandan selamı sabahı da kesemeyiz.
Etrafından dolaşırız diyorum ben böyle durumlara.
Gerçekle düş benzeri bir şey karışır birbirine.
Böylece o bize edeceğini eder, biz de ona.
Tatlılaştırır, yumuşatırız narin bir alayla.
Karanlık bir dağ gibi gölgelenir gerçek, üzerine doğan sapsarı bir ayla avuturuz biz ruhumuzu.
Soruların sürüklediği adımlar neden boş bir eve gelir.
Ateşten türemiş cevabım yok, buna cevap mıdır.
Belki hiçbir gizi çözemiyoruz, belki de esasında giz diye bir şey yok.
Embriyo sevgili ne hoş çağrışımlara yol açıyor. Büyük olasılıkla içimizde hücrelenmiştir o.
Fakat ilk hücreler henüz o varlığı garanti etmez bize.
Böyle de hüzünlü bir yanı var.
Gelişim yarıda kesilebilir ya da gelişen şey sandığımızdan çok farklı bir varoluşa dönüşebilir.
Cadı ve süpürgesi huzursuzluk veren çağrışımların simgesidir. Fakat iş embriyo sevgiliyle yatmaya gelince, belki bu fettanlık hoşumuza gitmeli.
Anadolu geliyorsa bizimle, mezopotamya geliyorsa ya aşk aşktan ziyade bir şey olur,
ya da ziyadelik esasına doğrudan doğruya hayata ve ilişkilere aittir, o zaman da aşk bu ziyadeliğin bir parçası olur.
'Zaman deliğinden yarına bakmaya
Anahtarım kilidi yakmaya geldi'
Ne kadar asi, ve fakat ne kadar gerekli. Bu şiire dize olarak da, yaşamımızda dönem dönem yapmamız gereken bir şey olarak da.
Ya okyanuslaştırdık, dağlaştırdık evlatlarımızı hem de yanar şekilde. Ki öyledirler.
Ya da ebeveyn evlat gibi sarmalaştık küreciğimizle, yarattığı tüm tehlikelere karşın bağlandık biz ona. Tam olarak sevgiyle de açıklanamaz bu.
Doğanın bizimle konuşmadığını kim söylemiş,
sus işaretini kaldıran bir iç müzikle çıkarız biz doğaya, evrene doğru.
Ve o da şarkımıza sözler yazar.
'Hayal mi gerçek mi
Bilmek imkansız”
Eşsiz bir şarkı sözü yazarıdır doğa, çünkü yaşam barındırır.
Yeter ki bestelerimizi ona sunalım biz.
Gizlerinin önemi kalmaz o zaman.
Gizlerini de isteriz.
susarsın
yere düşen çınar yapraklarını süpürür çöpçüler,bu sonbaharda ne yaman çelişkidir böyle yaşamk ne güzeldi halbuki...
açarsın kapılarını sonsuza,kim girdi kim çıktı belli değil
aklın süzgecinden süzülen dizeler kurutursun
iplerimizde sıra sıra renk renk...
boş bir avluya giren son firari rüzgarı tanımışsındır artık
gözlerinin altına saklımışsındır hemde.
(anlamak ne güzel seni)
sevgiyle.
Merhaba hanımefendi.Şiiriniz yeni okudum ve çok hoşuma gitti.Sizi kutlar başarılar dilerim.Güzel olan herşey ve tüm güzellikler sizin olsun Mecit ŞAHİN
oldukça düşsel ve güzel.osman tuğlu söylemiş söyleyeceklerimi.
tebrikler.
Türküler salındı eflatundan
Ceplerimde caz
Martılarda kemanım
Burası ilgimi çekti.Yaratıcılığı zorlamış şiirselliği farklılık katmış...
TAVSİYE
Hayat kısa
Ve zaman, olduça az
Doğan güne, uçan kuşa
Selam gönder
Mektup yaz.
M. ATİLLA MARAŞ
Dogru söylüyorsun şair.Hayaldemiyiz,gerçektemi belli değil.Kutlarım.Saygı ve selamlar.
o kadar okunulası bir şiir ki !
sen'cil kokular çıkıyor dizelerden , sen'cil tatlar
İnsanın hamurunda neler varmış şiirini okuyunca
insan bir kez daha düşünüyor...Ve insan, farklı zamanları aynı potada eritip,sevdikleriyle birlikte yapılabilecek en güzel şeyleri bulabilirmiş... Şiirin bir zaman tünelinde, insana kendi gücünü keşfettiriyor. Çok güzeldi. Sevgiyle...
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta