Ben... daima......ağlıyorum.
Güneşin kurşuni kızıllığı
Dalgasız denizin sarhoşluğu
İle yapayalnız sahilde
Kaleler yapan oğlumu özlüyorum... Seni de.
Ben...
Yalnızlığın bu kadar zor
Kaçınılmaz olduğunu bilemezdim
Senden ayrılmadan önce
İçimde sönmek bilmiyor kor
... Ya sende.
15 TEMMUZ...
Karanlık boyu denize bakıyorum
Ağlar çekiliyor usul usul
Üzerimden kara yıldızlar geçiyor
Yaklaş diyorum yanıma sokul
Şarkımızı aylar söylüyor
... Usul usul.
Biliyorsun...
An-lar geçiyor dünya dönüyor
Kalbimde bir şiirsin bir resim
Hayatımızı anlatıyor yakıyor
Dudağından düşmüyor ismim
... Senin de.
Anlamalıydık!
Hüzünle umut kol kola beraber
Hem yaşıyor hem yaşamıyoruz bu şehirde
Hem el ele gönül gönüle beraber
Sabahyıldızı ile birlikte
... Hasret biter.
Bak!
Şimdi kaybettiğim resim gibisin
Tuvale sulu boya ile boca edilmişiz
Fırçasız susuz çalış üzerimde sesin
Duyulur, resim çizgilerinde sensiz.
Anlıyorum neden!
Bu şehrin ışıkları ansızın söner
Habersiz çekip giden kedi gibi
Uslanmaz gönül sana döner
Ayrılamadığım şiirlerim resimlerim gibi.
Elimde değil!
Katıksız sevgim karışır yaşantıma
Odessa’ya demir atarsın çiçeksin
Gölgen de artık uğramaz limanıma
Sen hiç koklayamadığım çiçeksin.
16 TEMMUZ...
Bir kadın ellerini uzatıyor rüyama
Saçları sen gözleri sen gülüşü, o...
Gülüşünü hiç katamadım hayatıma
Bir rüya bir hayaldi sen ve o.
Tutuklu yargılandı aşkım, o
Sivri çatılı kahpe şehirde
Sararan otlar çiçek açar mı, o
Kahpe şehrin gökyüzünde.
17 Temmuz...
Taammüden yaşamaktan bıktım
Seni sensiz yaşamak istemiyorum
Duvarda boş çerçevedeki resim
İçinde seninle her şeyinle bensizim!
17 Temmuz öğleden sonra...
Yavaşça yaklaşıyorum
Umarsız kaygısız yaşantımın
İp uçlarını veriyor şarkılar
Sessizce çığlık atıyorsun
Avazım çıktığı kadar susuyorum
... Sen de.
18 Temmuz...
Son gün
Böyle geçiyor
Sensiz...
Ve yalnızlık
Seremonisi gibi geliyor her şey
... Sen de.
19 Temmuz
Çıkıyorum...
Uçsuz bucaksız buğday
Tarlaları önümde
Sararmış başaklar önümde
... Sen de.
Unutma
Senin de gözlerin
Islanacak bulutlarla
Öylece ağlayacaksın
Güneşin kurşuni kızıllığında
20 Temmuz
Özgürüm...
Dalgasız denizin sarhoşluğu
İle sahilde kaleler
Yapan oğlumun önünde
ben...
...daima...
...ağlıyorum...
Kayıt Tarihi : 3.1.2006 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kendi bedenime bile sığamadığım günlerden biriydi. yıl 2000 idi. askerdim Tekirdağ-Beşiktepe Kışlasında ve son günlerimi Revirde Psikolog olarak geçiriyordum. o aralarda Gölcük Depremini anlattığım 'Deprem Psikozu' adlı kitabımın çalışmalarını yeni bitirmiştim. uzun süre psikolojik sorunları olanları tahlil etmekle birlikte kendi ruh dünyamda kopan fırtınalar düşüncelerimin kıyılarını şiddetle aşındırıyor ve sığınacak bir koy bulamamanın ıstırabıyla içimde oluşan girdapta bazı bazı kayboluyordum. bu şiiri yazdıktan sonra dalgaların şiddeti azaldı, girdapta boğulmaktan kurtuldum ve kıyıya çıktım. kısacası boş çerçeve, o günlerdeki kurtarıcım oldu. özellikle bengisu'nun acı tecrübesinden sonra...
Yağmur Dedi Ki
Gel seninle anlaşalım
Sen ağlama
Ben nasılsa ağlıyorum
Yazın güneş
Göz yaşlarımı kurutuyor
Sen görmüyorsun
Ama ben ağlıyorum
Sen ağlama
Bazen öyle ağlarım ki
Göz yaşlarım sel olur
Taşar
Kimse sormaz
Neden ağladığımı
Sevmez bile bazıları
Ben ağlarken
Islandıkları için
Ama sevinenlerim de vardır
Göz yaşlarımda ıslanmak
Sırılsıklam olmak isteyen
Aşıklarım vardır
Yeter sen ağlama
Ben ağlarım senin yerine.
Sen ağlama
Ben ağlarım senin yerine...
Sacide Şimşek
TÜM YORUMLAR (1)