Çengelli iğnelerde insan etleri
Linklerde “yüz”ler
Kan kokusu geliyor mazgallardan
Eleklerden; ninni sesleri
Bir bebeği emziriyor kadın
Sütünden şap akıyor
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Şiir, başlığından başlayarak bizi artmosferi içine yönlendiriyor..
Borsa Hayatlar....
Ezoterik öğretiler bazı kozmik fazlardan oluştuğuna inanır toprağın üstünde geçen zamanların..
Hintlilerin, antroposofik zaman anlayışında insanlık son evreye girmiştir ve bu döneme Kali Yuga yani karanlık çağ denilir..
19 yüzyılın başlarında, modernizmin yeni bir inanç halinde oluşan heyecanının yerini bazı tedirginlik ve kuşkuların almaya başladığı özellikle gelecek yaşamları en iyi koklayan sanatkarlar vasıtasıyla gözlenmektedir...
Batı uygarlığı ve Batının batısındaki amerikada zirve yapan teknolojik gelişimlere karşın bu ülkelerde hızla yayılan metafizik arayışlar bugün gün geçtikçe irdelenmeye daha fazla ihtiyaç gösteriyor
Toplumsal tabanın bu yöndeki içsel- ruhsal- talebi herşeyi piyasa ekonomisi içinde ele alan bu dünya da yeni bir borsa oluşturuyor..
Şairden bana iletilen bir rivayette sözü edildiği üzere - beyaz felsefe ticareti- diyebiliriz bu yeni borsaya
Bu borsalarda aslında hayatın görünümlerine dair sihirbazca bissür yeni algılar ve uçsuz bucaksız madde uzamı içerisinde boşunalık duygusuna kapılan insan iç dünyalarına teselli babından oyunlar, oyalanmalar üretilmekte..
modernleşen dünyanın sosyolojiye ve oradan bireye yani psikolojiye uzanan yapısal değiştirimleri öncelikle teknoloji vasıtasıyla oldu
James Watt ın 1731 de buharlı makina vasıtasıyla bir tekerin kendi kendine dönmesini sağlamasıyla başlayan bu evre geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinden itibaren hızla bilişim ve iletişim çağına doğru evrildi..
Toplulukların üstten ve içten çekimlerini sağlayan sinema ve bunu daha iyi başarabilen şiir sanatları yoluyla anlıyoruz ki insana ait temel değerlerde bir karmaşa hatta dayanılmaz bir kaos baş göstermektedir..
Sinema dünyasında matrix le işaretlenen bu tek tipleştirici yapı , ada isimli filmde daha ürpertici bir füturolojiyi öngörmektedir
kozmik yapının ruhsal dünyada ve çevre konularında yaşadığı bu erozyonun sinema ve şiire yansımaları başlangıçta bir ürperti iken zamanla bir korkuya dönüştüğünü görmekteyiz..
Bu öngörüler içinde şiire dönersek , şiir piyasa ekonomisi içinde gerek toplulukların ve gerekse bireyin tektipleşmesi ve çıkmazlarına dair deklanşöre basarken çarpıcı kareleri sanki gözümüzün içine sokmakta...
matriks öngörüsü içinde gitgide sanallaşan monotonlaşan ve dön baba dön konumuna gelen insanlığın hal ve vaziyetine - kendindenlik vasfı içinde- tercüman olmuş benim gözümde şiir..
Finalde öngörülen çıkış yolu- yani aşk- niceliği ve niteliğinden çok canlılığından aktarım yaparak , borsada ağulanan hayatların toksinini bir an önce aşkın diriltici iksiri ile yıkama duygusu
haklı bir insani istek olarak durmakta..
yok yok öyle değil, hala yaşıyor dostluk da aşk da. proplem o gün olduğu gibi bugunde değişmedi daha.
shexpirin altmış altıncı sonesini anımsa, o çağda yemene kadı olanları getir aklına.
can babanın aradığı o başka yeri kim aramıyorki.
bak konuyla alakası yok deme sakın ama herşey algıda hala... bu dünyayı saran acılarının ortasında vahasını korumaktır çölün derdi.
olsa olsa şişe kırıklarıdır yalnızca şiirler, içimize o büyük yıldızın ışığını yansıtan. bak ne çok ortak harf var içinde 'yansımayla', 'yanılma' sözcüğünün.
insan kendi uzağına yol aldıkça, kendini ele geçirdikçe tanıyor kendini biraz biraz böyle. her şey bahane.
adaletin kitabı aşk değil, dostluk yalnızca...
:) mökkem olmuş..
yüreğine sağlık..
Antoloji.com'a üye olan herkese 'otomatik' olarak gönderilmesini teklif ediyorum bu şiirin..
hatta ben kendime 'manuel' olarak gönderdim..
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta