Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
Akasya mor akasya ak akasya sarı sarı sarkmış da bahar mavilerinden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Anlamlı manalı borçluyuz uçan kuşa insana börtü böceğe yeşile doğa ya yeryüzünü gökyüzüne iyiye güzele güzelliklere muhtacız ve tüm bunları veren Yaratıcıya en başta borçluyuz ...
Şiir sona erdikçe derinleşti....
Rahmetle anıyorum...
Ağrın ağrım
Acın acım
Dememişsen insan kardeşlerine
Ve dilinin en görkemli
Ve dilinin bando-davul sövgülerini
Sıralayıp sallamamışsan deyyuslar saltanatına
Hangi yaşta olursan ol
Kardeşim
Kaptırıp gönlünü sevda fırtınasına
Evin yolunu şaşırmamışsan
Sende iş yok be kardeşim
Sen artık hapı yutmuşsun
Borçlusun sen ağaçlara kuşlara
Borçlusun sen trenlere otobüslere
Yağan kara esen yele borçlusun
Borçlusun sen herşeye
Gözdeki ışıltıya
Alındaki çizgiye
Eldeki şaşkınlığa
Borçlusun herşeye
Kardeşim
Yaşamın kendisine...
Şairi rahmetle ve saygıyla anıyorum.
İnsan,insanda evvela ‘i n s a n l ı k , arar.! Her daim…Ve Değerini,diğerleri değil; değerlerin belirler.Sevemedim insanı,insanlığı sevdiğim kadar….
Ey!İnsan,birr insanlık borçlusun ‘i n s a n l ı ğ a !, U n u t m a.! U n u t t u r m a.!
İnsanlığa ve şiire selâm ola…!
Sevgiyle…
Vezir bey, Sizi gerçekleri kaleme dökme hususundaki bu cesur çıkışınızdan ve Hakkın hatırını ali tutma konusundaki dürüst davranışınızdan dolayı tüm kalbimle tebrik ve tebcil ederim. Şu sitede sizin gibi gerçekçi olan sekiz, on tane şair ve yorumcu olsa idi ve tavırlarını hiç çekinmeden bu sayfalarda sergileme cesaretini gösterselerdi, Antoloji bize bu gayr-i ahlaki yazıları defalarca Günün şiiri yapıp dayatamazdı.
Hayırlı çalışmalar sayın şair.
Yaşamak
adam gibi,
"Sorumluluk" duyarak,
Soyguna, talana kayıtsız kalmadan!
Zordur...
İnsan olmak
Hele sevmek, kurdu, kuşu, çiçeği
Yaşamı topyekün,
Zordur!
** Muhteremler, buraya asılan Şiirleri ya da deyimleri doğru okuyup ve
doğru analiz edilmezse hatalar, kusurlar artar ve bir kambura dönüşür.
Bazı meslek guruplarında çalışan bireyler kendi ismiyle değil, meslek
ismiyle anılır. Vali, Kaymakam, Doktor, Kaptan ve Müftü gibi. Bu ve
benzeri meslek guruplarında çalışan bireylerin kusurlu davranışları
kendilerinden çok meslek kurumuna zarar vermektedir. İşte Şair'de
bunlardan biridir. Şairler, kuralsız ve ruhsatsız Şiir yazmamalıdırlar.
Şiirlerinde ahlak-i kurallara dikkat etmelidir. Toplumun sosyal, kültürel
ve geleneksel yapısına sataşmamalıdır.
-- Yukarıya asılan deyimler silsilesi, ne bir Şiirdir, ne bir makaledir ne de
bir anekdottur. Yazı bütünlüğüne baktığımız da, Mış-mış la başlamış ve
mış-mışla bitmiştir...
-- Dinlememişsen, Ağlamamışsan, Geçirmemişsen, Yutkunmamışsan,
Sallamamışsan, Selamlamamışsan, Avutmamışsan, Atmamışsan,
İşlememişsen, Denememişsen, Bırakmamışsan, Düşmemişsen ve
Donanmamışsan...Sanki JAPON tekerlemesi.
-- Buna tek diyeceğim, ben bunca zamandır böyle Şiir ve edebiyat
kıyımı görmedim...VESSELAM.
--Cümle okurlara saygılar sunarım...
Vezir bey, Sizi gerçekleri kaleme dökme hususundaki bu cesur çıkışınızdan ve Hakkın hatırını ali tutma konusundaki dürüst davranışınızdan dolayı tüm kalbimle tebrik ve tebcil ederim. Şu sitede sizin gibi gerçekçi olan sekiz, on tane şair ve yorumcu olsa idi ve tavırlarını hiç çekinmeden bu sayfalarda sergileme cesaretini gösterselerdi, Antoloji bize bu gayr-i ahlaki yazıları defalarca Günün şiiri yapıp dayatamazdı.
Hayırlı çalışmalar sayın şair.
Tebrikler güzel ve anlamlı
Öyle ya; yiyip, içip , haksızlıkları görmezden gelip, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyerek, geçip gitmek... dünyaya borçlu kalmaktır...
Şiiri okurken aklıma düştü Muhyiddin Abdal'ın "İnsan İnsan derlerdi " şiiri... Günün Şiiri'ni kutluyorum...
Değerli Şairimize selam olsun.
"acıyı bal eyledik" demişti bir de şair ve alacaklı olarak, vakitsiz ayrılmıştı bu hayattan.ışıklar içerisinde şimdi kendisi.sevgiyle
Hele bir Ağustos var ki ayları küstürür
İyi geçtin bu dünyadan
Borçlular Ustam çok borçlular...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta