Hükmümüm geçmediği kentlerde,
çıkmaz sokakların serserisiydi öfkem,
darağacına asıldığı gün;
sesiniz boğuldu halatlarda...
Bugün hergünden dik,
dimdik çocukluğum,
hükümsüz yaşadığım,
yanlışlarımın çemberinde sevinçleriniz.
Bir boğuk çığlıkta yitip giden;
son yolcularıydı yürekleriniz,
kime ne ki;
kalabalıklar arasında,
gözbebeklerimize saklıydı
ve
bir elimizle,
yalnızlığımızı gizledik çocukça...
Biz dingin günlerin,
fırtına bekçileriydik,
yine boranlarda;
dinginliğin avında,
yalnızca bizlerdik.
Çocuklar kaldı fırtınalar ortasında;
ellerinde yarınları
ve
umutsuzluğunuzun son durağında;
dirilttik acılarımızı.
Aşksızlığımızı umut edip;
son lokmalarını topladık aymazların,
düşünülmeksizin savrulan;
ağızdolusu küfürlerde,
biz boğulduk.
Yine kahkahalarımıza gömdük;
sizin çaresizliğinizi acımadan,
yine de,sevinçlerimize boğduk yasınızı,
bir demet olp verilmesin diye,çocuk gözlülere.
Son umudumuzla harmanlanmış;
aşksız günlerin kaçağıyız,
yarınları,
sonrakilere bıraktık...
Kayıt Tarihi : 6.2.2007 20:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!