Türk şiir ve şairlerinin buluşma platformu antoloji.com kültür ve sanat portalı bünyesinde 12 Mayıs 2006 tarihinde kurduğumuz ve bir ekip olarak geliştirdiğimiz Yeşilrmak Şiir Vadisi Grubu olarak bu yıl ikincisini düzenlediğimiz *** Boraboy Şiir Günleri (23-24 Mayıs 2008) *** etkinliği, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de ardında unutulmaz anılar ve kalıcı dostluklar bırakarak bir rüya gibi son buldu.
Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’nun kinci kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında düzenlediğimiz etkinlik için aylar öncesinden başlayan planlama ve hazırlıklar yapıldı.Etkinliğin mümkün olduğu kadar kusursuz olması ve amacına uygun olarak sonuçlanması için grup kurucusu olarak ben Ali Rıza ATASOY, grup yöneticisi Fesih AKTAŞ ve grup yöneticisi Ömer CELEP başta olmak üzere organizasyonda gönüllü olarak görev alan Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul ve kurumlarda görev yapan eğitim çalışanları tarafından aylar öncesinden başlayan detaylı bir planlama ve bu plan doğrultusunda detaylı bir çalışma yürütüldü. Bu planlama ve hazırlıklar esnasında gurubun ve etkinliğin Ankara boyutuyla; katılımcıların toplanma ve topluca Taşova’ya hareketinin sağlanması için araç temini ve katılımcılar arasında iletişim sağlama gibi iş ve işlemler Ankara’da ikamet eden grup yöneticisi Hüseyin BACANK tarafından, yine katılımcılar arasında iletişim kurma gibi görevlerin Ankara boyutuyla grup yöneticisi İbrahim İMER, İstanbul boyutuyla da İstanbul’da ikamet eden grup yönetici Burhanettin AKDAĞ tarafından yürütüldü.
Boraboy Şiir Günleri (23-24 Mayıs 2008) duyuru metninde yer alan planlama ve program doğrultusunda herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden gerçekleştirildi.Katılımcı şairlerin bir bölümü 23 Mayıs 2008 Cuma günü öğleden önce Ankara’da buluştular ve grup yöneticimiz Hüseyin BACANAK tarafından temin edilen araçla öğleye yakın saatlerde Ankara’da buluşarak topluca Taşova'ya hareket ettiler.Bunun dışında kendi imkanlarıyla veya diğer illerden gelecek katılımcılar da aynı gün sabah saatlerinden itibaren bulundukları illerden birer ikişer Taşova’ya gitmek üzere yola koyuldular ve aynı gün öğle saatlerinden itibaren yine birer ikişer Taşova’ya inmeye başladılar.
Katılımcı şairler ve şiirseverler yine aynı gün öğle saatlerinden itibaren Taşova Öğretmenevi bahçesinde bendeniz Ali Rıza ATASOY, Fesih AKTKAŞ ve Ömer CELEP tarafından karşılandılar.Taşova’ya erken saatlerde inen katılımcılar Taşova Öğretmenvi bahçesinde kendileri için ayrılan mekanda oturup dinlendiler, diğer katılımcılarla tanıştılar ve en son gelecek şair dostları bekleye koyuldular.Akşama yakın saatlerde son olarak Hüseyin BACANAK refakatinde topluca Ankara'dan hareket eden katılımcılar geldiler ve Öğretmeevi bahçesinde organizasyonu yürütenler ve diğer katılımcılar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandılar.Öğretmenevi bahçesindeki kısa bir dinlenme ve tanışma faslının ardından yine Taşova Öğretmenevi salonunda topluca yemek yenildi.Akaşam yemeğini müteakip katılımcı misafirler Taşova Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen “Bir Bahar Akşamı Şiir Dinletisi Ve Mezuniyet Programına” izleyici olarak kaldılar.Buradaki programın ardından çay ikramı yapıldı ve programın tanışma ve sohbet bölümüne geçildi.Bilahare misafirler yatılı okul pansiyonlarına yerleştirildiler ve geceyi Taşova’da geçirdiler.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Sayın çok kıymetli saygı değer hocam, Ali Rıza Atasoy.
23/24 mayıs Boraboy yeşilırmak şiir vadisi gurubunun 2 kuruluş yıl dönümü münasebetiyle,
boraboya davetiniz üzere gelip sizleri üçüncü kez yakından görmeye,ve kelimelerin sultanlarıyla bire bir tanışmaya vesile olan etkinliğinizi ne kadar anlatsak yaşadığımız güzelliği ifade edemiyor,
aynı zamanda da buradaki mülki idare amirlerine kültürel bir etkinlik olduğunu, ve çorumu tanıtmak güzelliğini sergilemek açısından, boraboydaki güzellikleri anlatmaktan büyük haz aldığımızı söylemek istedim.
şahsım ve aşkın e hali dergisi şairlerinden halit yıldırım beye,ve katılımcı tüm dostlara göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve sıcacık misafir perverliğinizi bir röportaj halinde çorum yerel basınında iftiharla arz ettik.
Geçte olsa bu güzelliği, sizinle paylaşmayı istedim.
İnanın bu güzellikten ve beraberliğimizden aldığımız memnuniyeti daha önce bildirmek ve diğer şair dostlarım gibi birlikte karşılıklı tahlil etmeyi çok istedim. Ama boraboydan döner dönmez yakınlarımdan birisini kaybetmenin üzüntüsüyle pek paylaşımınıza katılamadım.
Geç kalmışlığın ezikliğiyle,her şey için binlerce şükranlarımı kabul buyurun.hakkınızı helal edin.sizi ve değerli dostları tanımak benim için bir şerefti.en derin selam ve muhabbetlerimi yolluyor engin duygularımla bağrıma basıyorum.
Verdiğim link.çorum basınından bir haberle, En emine emanetsiniz.
http://www.yaylahaber.com/modules.php? name=News&file=article&sid=3048
Nuh Comba
Bir davetle başladı her şey….
Ankara’da başlayan şehirler arası yolculuk ikinci defa Boraboy’da destan oluyordu ve yüreğimde… kirpiklerim kamaşıyordu ikici defa. Ve göz bebeklerim yerinde çıkarcasına bakıyordu mavi, yeşil, temiz ve sessiz boşluğa…
Sevda treni ikinci defa ve şiir tadında bereketini aşılıyordu damarlarıma…
Aşka rüzgara, ayrılığa ve zamana inat, Boraboy’da bir rüya yaşanıyordu.
Evet bir davetle başlamıştı her şey….
*****
Amasya Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Rıza ATASOY, Ömer Celep ve Fesih AKTAŞ ile birlikte hayli emek ve mesai harcayarak tertip ettikleri 2. Boraboy Şiir dinletisine sağ olsunlar 2. defa davet etmişlerdi.
Ankara’dan yirmi üç mayıs günü başladı yolculuk Amasya’ya doğru yaklaştıkça şen şakrak arabamızdaki hava yerini heyecana bırakıyordu. Ve o heyecan küt küt atıyordu içimde.
Akşam sularıydı, Taşova Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde karşıladı dostlarımız…
Yine aynı bahçede öğretmen evine ait parkta sohbetin ardından yemekler tabi ki Ali Rıza ATASOY’dan…
*****
Akşam saatlerinde Taşova Anadolu Lisesi öğrencilerinin programı kendilerine yakışır güzellikteydi.
Gelenekselleşen akşam çayı sohbetimiz takip etti bu güzel programı…
*****
Tarihi ve kültürüyle efsane Amasya’da şehir turu ne kadar atılsa da her şeyi bir anda bellekte tutmanın imkansız olduğunu ancak, bu küçük ve lezzetli şehir turunu atanlar anlayabilir ve anlatabilir. Zira Amasya tarihten günümüze kültürümüzü taşıyan bizim olan ve biziz anlatan bir şehir. Özellikle şehzade ocağı olması şehre başka bir anlam katıyor.
Amasya, doğuda Ferhat dağı, batıda Kırklar dağı; ikisinin arasından Yeşilırmak, yeşil yeşil süzülüp giden, yamaçlarda Amasya'nın birbirinden güzel evleri… Büyülenmemek elde mi?
Dağa adını veren Ferhat, hepinizin bildiği 'Ferhat - Şirin' hikayesinin kahramanı. Ferhat'ın da bir yüreği var ama Ferhat bizim gibi şiir yazmamış, herkes gibi anladığı işle meşgul olmuş. Bilinen tarihte Ferhat’ın o aşka rağmen şiir yazmamış olması dikkatimi çeken başka bir olaydır. Bu yürek alev alev Şirin için yanmakta iken hele… Amasya beyinin güzel kızı Şirin, onun yüreğini ateşlemiş, bu ateş bir yangın olmuş. Gel gör ki beyin bir şartı var, kimseler yerine getiremez. Bey demiş bir kere:
- Dağın ötesindeki suyu şehre akıtacak yiğite vereceğim kızım Şirin'i...
Tek başına koca bir dağ yarılır mı? Yarılır. Ferhat gibi aşık olan yarar bu dağı. Bu aşk dağı da yarar, göğü de yere indirir. Almış balyozu eline Ferhat, çıkmış Şahinkaya'ya. Vurdukça ferahlamış, taşlar bileklerinde erimiş. Kocaman kayalar küçülmüş, Yeşilırmak akmış, Kaynar Havuz akmış Amasya'ya. Ferhat'ın alın teri gibi akmış sular şehre. Böylece iş bitmiş, Şirin'ine kavuşmuş mu?
Tabi ki Hayır.
Kötülükler onu da bulmuş. Şirin'in öldüğü haberini vermişler, suların şehre doğru çağıldadığı gün. Bağrındaki yangının bu sular söndüremez. Atmış havaya elindeki kırk okkalık demir külüngü, düşürmüş başı üzerine. Hemen orada can vermiş Ferhat'cık. Bu acıklı olay unutulur mu hiç? Amasyalılar bu dağa Ferhat demiş, onun dağ gibi derdiyle dertlenmişler yıllarca.
Dile kolay kırk hokka… Kim bilir nasıl yandı canı acı habere…
Bir de efsane anlatırlar bu sular üstüne. Amasya'nın Güllübağlarına akan ırmağın kaynağına azılı bir ejder oturmuş, suyu kesmiş bir zamanlar. Bağlar kurumuş, şehir susuzluktan kırılmağa başlamış. Amasyalılar, bakmışlar olacak gibi değil, ejderle de başa çıkmak her babayiğidin işi değil, düşünüp taşınmışlar, bir çare bulmuşlar. Ejderi çatlatıp öldürmek.
Ertesi gün semizce bir katıra, iki çuval tuz yüklemişler, sürmüşler ejdere. Azılı ejder, bir nefeste katırı, sırtındaki çuvallarla birlikte yutuvermiş. Birkaç saat sonra tuzun verdiği hararetle başlamış ırmağın suyunu çekmeğe. Çektikçe şişmiş, dağ gibi olmuş. Az sonra da çatlayıp ölmüş. Amasya da bu felaketten böylece kurtulmuş.
Birde Amasya adına gelelim…
Amasya, Milattan önce Birinci Yüzyılda Amasya'da doğan tanınmış tarih- coğrafya bilgini Stırabon'a göre, şehri ilk kuranlar Amazonlar'dır. Amazon kraliçesi Amasis, Karadeniz kıyılarından aşağı inmiş, Amasya'nın bulunduğu yeri beğenerek bir şehir kurmuş, adına ' Amasis şehri' demek olan 'Amaseia' demişler. Bir söylentiye göre de, bir zamanlar buradaki dağlarda elmas madeni işletilirmiş, bundan dolayı şehre 'Elmasiye' denmiş, bu ad zamanla Amasya olmuş. Şehrin adının Amasya'yı fetheden Danişmend Ahmed Gazi'nin karısı 'Ümmü Asiye' den geldiğini, Ümmü Asiye'nin Amasya'da oturduğunu söyleyenler var. Fakat, Amasya, Danişmend Gazi'nin burayı fethinden önce de 'Amasya' adıyla tanınan, bilinen bir şehirdir…
Yani diyeceğim, bu etkinliğin ikincisi de büyük emek ve heyecanla geçti. Dileğim bu etkinliğin geleneksel olmasıdır.
Deniz Şahinoğlu/ANKARA
Aslında bu sene aranızda bulunabilmeyi çok istemiş ve kendimi ona göre hazırlamıştım fakat nasip olmadı. Takip ettiğime göre umduğum gibi harika bir organizasyon ve düzeyli, sıcak , faydalı bir etkinlik olmuş. Size ve bu organizasyonda emeği geçen tüm dostları, katılan şair arkadaşları kutluyorum. Önümüzdeki yıllarda katılabilmek arzusuyla selam ve saygılarımı sunuyorum.
işte bir mükemmel etkinlik ve bu muhteşem etkinliğe ikinci kez katılmış ve birincisinin tadının damağımdayken ikincisinin de aynı güzellikte olması sebebiyle katmerli bir tat almama vesile olan Boraboy şiir etkinliği arkasında çok güzel dostluklar bırakarak gelecek yıllar için çok daha güzel mesajlar vererek sona erdi bu güzel organizasyona güzergahlarını değiştirerek beraber yolculuğumuza Fikret Oğuztürk ile Gülay Ablam ve Merve kardeşimle başlamak benim için bir onurdu yol boyunca hafızamızda güzel anılar bırakan bu yolculuk için Oğuztürk ailesine çok teşekkür ederim ve yolun sonunda ahhhhhhhhhhh Taşova ve Boraboy tılsımlı yöre dedirtecek kadar güzel ve bakir bir yöre ve organizasyon yine çoğu profesyonel organizasyonlara parmak ısırtacak kadar güzel bu güzel organizasyonu sırtlayan öncelikle Milli Eğitim camiasından organizasyonun mutfak bölümü ile Ali Rıza Atasoy Fesih Aktaş ve Ömer Celep'e çok teşekkür ederim bizlere hem çok güzel bir mekan hediye ettiler hem de çok güzel insanlarla tanışma fırsatı verdiler organizasyonda isimleri bilinmeyen ama organizasyonun aksaksız düzenlenmesinde büyük gayret sarfeden Okul Müdürleri ile diğer Milli eğitim çalışanları ile çay ve yemek servisi yapan iki bayan gönüllü görevli ve macide kardeşime ayrıca teşekkür ederim gerçekten çok güzel bir organizasyondu ve ben bu oraganizasyona ikinci kez katılmıştım geçen yıl tanıştığım arkadaşlarla yeniden karşılaşmak ve dertleşmenin yanı sıra yeni tanışma fırsatı bulduğum Serap Hoca, Şemsettin Dervişoğlu, Süleyman Karacabey, M. Yaşar Genç, Seyfettin Karahocagil, Zülfikar Yapar Kaleli, Dursun Elmas, Ünal Kar v.b bir çok dostla karşılaşmak ve konuşma fırsatı bulmakta bir o kadar güzeldi ve güzelliklerle beraber çok güzel başlayan etkinlik bir rüya güzelliğinde sona erdiğinde bir durum değerlendirmesi yapacak kadar fırsat bulup sohbetimizi gece yarısına kadar sürdürmekte bir o kadar olumluydu ve sabahın ilk ışıklarıyla ayrıldık bu güzel yöreden Hünkar Dağlı Çelebi Öztürk Burhanettin Akdağ çok güzel bir yolculuk geçirdik ta ki Çelebi Öztürk bizleri Kırıkkale'nin tarihi yerlerini gezdirene kadar güzel dostluğu ve yol arkadaşlığı için teşekkür ederim Hünkar dağlı her zaman görüşmekten konuşmaktan zevk aldığım belkide antolojide ilk tanıdığım arkadaşlarımdan hem bizleri Ankaraya kadar götürmesinden hemde güzel bir yolculuğa vesile olmasından dolayı teşekkürlerimi bir borç bilirim ve Ankaradan ilerisinde Burhanettin Üstadımla İstanbula kadar geçen bir yolculuktan sonra yüreğimde hala atmaya devam eden Boraboy ve etkinlik için ne yazılsa az kalacağının bilinciyle bir kez daha tüm emeği geçenlere teşekkür ederim selam ve saygılar
Turhan Toy
Muhterem Hocam. Bu azim ve gayretinizden ve başarınızdan dolayı sizi bütün kalbimle kutluyorum. Amasyalı bir şair olarak sizlere yardımcı olamamanın üzüntüsünü taşıyorum. Bazen mazeretler hareketleri engelliyor.
Yeşilırmak vadisi üyesi olma ve sizlerle bir arada bulunma onurların en güzeliydi.Bundan böyle Amasyada bulunduğum müddetce ve canımız sağ olduğu müddetce en yakın destekcilerinizden olmaya gayret edeceğim inşaallah. Hastahanelerden ve Ankaradan kendimizi kurtarmak üzereyiz..
Yaptığıonız hizmet bizim için ve Amasya için Çok büyük. Yetkililer bunu anlamasa da..İnşaallah bunu anlamalarına gayret sarfedeceğim. Birdahaki etkinlik inşaallah çok daha farklı olur.
Gösterdiğiniz bu insanüstü gayret ve fedakârlık her türlü takdirin Üstündedir.. Sizi, Ömer hocamı ve fesih hocamı ve Hüseyi Bacanak kardeşimi, İbrahim Bey Kardeşimi Burhanettin Akdağ kardeşimi En kalbi duygularla tebrik ediyor selam ve hurmetlerimi arzediyorum. Allaha emanet olunuz.
Seyfeddin Karahocagil
'Gel' demek. Gel diyebilmek.
Kim kime 'Gel' der. Niçin 'Gel' denilir. Nasıl 'Gel' denilir.
Bizler kaç kişiye gerçek manada 'Gel' diyebildik. Kaç kişi bize 'Gel' dedi.
'Gel' demek: “Gel beni gör” demek. Gel beytimi gör, beni gör.
Dostluğun zirve noktası GEL.
GEL'in tek karşılığı LEBBEYK.
Farsçadan tercüme bir beyit:
'Huda kimden razı ise ona rahmet eder,
Kişi sevdiğini hanesine davet eder.'
Geldik gördük. Haneniz var olsun. Ensar merhameti, coşkusu ve cömertliği ile gösterdiğiniz mihmandarlığınız, her türlü takdirin üstündedir.
Yüzlerinize ve gözlerinize tebessüm ne de çok yakıştı. Bir yılın yorgunluğunu ve stresini bıraktık eşiklerinize.
El ele üç öğretmen. Sayın Ali Rıza Atasoy, Sayın Ömer Celep, Sayın Fesih Aktaş ne de güzel ders yaptınız.
Ekibiniz, kadronuz ne kadar da mükemmeldi.
Hepinize teşekkürler.
Hepinize sevgiler ve saygılar.
Ömrümüz vefa ederse 2009 un o güzel günlerini özlemle bekleyeceğiz.
Bu konuya ileride çokça değineceğim. Şimdilik kısa bir teşekkür notu olarak sunuyorum.
Katılan arkadaşlarıma, selâm gönderen dostlara, evine davet eden kardeşlerime ayrı ayrı teşekkürler. Bizim de fakir hanemiz bütün dostlarımıza açıktır.
Şimdi iyice anladım ki, memnuniyeti anlatmak, şikâyetleri anlatmaktan daha zormuş. Zira kelimeler yetersiz kalıyor....
Bütün duygularımı şu iki kelimeye sığdırmağa çalışarak saygılar, sevgiler sunuyorum.
ŞÜKRAN KESİRA
Ekrem Yalbuz
sevgilerimle teşekkürlerimi bir gönderiyorum
merhaba değerli hocam...
öncelikle bizleri ağırlayıp boraboy güzelliğini paylaşma imkanı verdiğiniz için şahsım ve arkadaşlarım adına teşekkürlerimi yeniden gönderiyorum. birçoğunu net ortamında tanıdığım dünyalar tatalısı güzel yürekli şair ve yazar dostlarla aynı havayı teneffüs etmek, aynı hal ile hallenmek ve güzel paylaşımlarda bulunmak gerçekten çok güzeldi. öncelikle bu etkinlikte emeği geçen herkese gönülden sevgi ve muhabbetlerimi gönderiyorum. boraboy etkinliği arkasından yoğuın ve koşturmacalı bir iş temposu içine düşmem bu mesajı yazmamı erteledi. ama yüreğimizdeki o heyecan hala aynı tazelikte. öncelikle tüm etkinlikler boyunca büyük keyif ve istifadeler aldım. bir sonraki ertkinliklerin daha güzel ve samimi olması açısından birkaç görüş bildirmek istiyorum.
1. bir sonraki etkinliklerde de anladığım kadarı ile bir gün öncesi akşamında bir okul programı konulacak. bu mezuniyet töreni olur veya şiir dinletisi olur farketmez. bu programın en azından bir yarım saatlik bölümüne oraya gelen şairlerden birkaçını çıkartma imkanı olursa hem taşova halkı için güzel bir paylaşım olur hemde etkinliği daha zenginleştiri diye düşünüyorum.
2. katılımcıların özellikle kaldığımız gece yerleşme ile ilgili büyük sıkıntı yaşadığını belirtmek isterim. yatılı okul misafirhanesinde kim nerede ne şekilde kalacak belli değildi ve herkes bi şekilde kendi çabaları ile bişiler yapmaya çalıştı. en azından organizasyon ekibinden birisi katılımcıların tamamen yerleşmesini sağladıktan sonra ayrılması daha uygun olabilirdi.
bu işi yapan arkadaşların gönüllü yaptıklarını biliyorum. allah hepsinden binlerce kez razı olsun. bunları sadece tadına doyamadığımız güzel bir etkinliğin bir sonraki ayağında daha tatlı olması isteğim ile söylediğim naçizane görüşlerim.
3. bizde gelen misafire ne zaman ve ne şekilde geri döneceksin diye bişi sorulmaz ayıplanır ama :))) siz bence sorun. otobüsle geri dönecek katılımcıların dönüş otobüslerinin yerlerini ayarlanması, birde otobüse rahat yetişmeleri açısından boraboy bölümünde bu arkadaşlara erken söz verilmesi uygun olur diye düşünüyorum. dikkat etti iseniz programın son kısmı sadece bu sebepten dolayı harika giden akıcılığı bozdu. insanlar acele ettiler ve doğru dürüst birbirimizle vedalaşamadan sarılamadan herkes bi şekilde darmadağın oldu.
değerli kardeşim ve can dostum; yukarda belirttiğim konuları bir eleştiri olarak değil aynı yürekle atan bir kardeşin paylaşımı olarak kabul edin.
gerçekten doyumsuz ziyafetler yaşadık. doyumsuz paylaşımlarda bulunduk. yeni yeni dostlar kazandık. en güzeli can kardeşlerimizin evine ocağına yurduna konuk olduk.
tekrar tekrar teşekkürlerimi gönderiyor ve emeği geçen herkese binlerce teşekkür ediyorum...
dost ve kardeşiniz ve her zaman kapısı size açık olan kardeşiniz.....
sevgilerimle...
********* O Köyü Gördüm ***
********* O Köyü Gördüm ***
(Solingen Şehitlerine)
-Solingen Şehitleri Şairi Ali Rıza Atasoy'a-
O köyü gördüm hocam, dalgalanıyordu bayrak
Semasında sessizce, tütmekte birkaç ocak
Anneler ağlamaklı, çocuk gördüm yüzü ak
.........Bura nere diye sordum
.........O köy, Mercimek dediler
Şimdi yürekler yakan ana ocaklarını
Bir zaman tadı olan çorba sıcaklarını
Çocukların saklandı çatı saçaklarını
.........Bu insanlar diye sordum
.........Sorma, Mercimek dediler
Gazetede okudum manşetleri bir zaman
Haberimiz olmadı geride kalanlardan
Kim bilir hangi anne feryadı özde kalan
.........Masum çocukları sordum
.........Şehit bebeleri dediler
Masum seviyorlardı ast kalan böcekleri
O zamanların küçük sevimli bebekleri
Solingen’den yadigar tek gurbet çiçekleri
.........Neden neden diye sordum
.........Adı medeniyet dediler
O köyü gördüm hocam, yas kalmış atasında
Şanıyla şerefiyle al sancak semasında
Çocuklar bihaber çok yamalı urbasında
.........Bura nere diye sordum
.........O köy, Mercimek dediler
.........Kimler, kimlerden diye sordum
.........Solingen şehitleri dediler
Ankara, 29/05/2008
İbrahim İmer
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
2007 yılında olduğu gibi 23-24 Mayıs 2008 tarihlerinde yine Amasya’da Sayın Ali Rıza ATASOY’un konuğu olmuştuk. 2. Boraboy Şiir Dinletisi için araçla intikal ederken yanlış hatırlamıyorsam Fesih AKTAŞ hocam “o köy” dedi. Açıklama istediğim “Mercimek köyü Ali Rıza hocanın solingen şehitleri şiiri okumuşsundur” deyince şimşekler çakmaya başladı.
Ve duygular bir hafta sonra dize oldu….
***** ALİ RIZA ATASOY’UN KALEMİNDEN *****
********** Solingen Şehitleri ***
-Ruhları Şadolsun-
Şimdi bahar vaktidir yüreklerde yadınız,
Kulaklarda çınlıyor hala o feryadınız,
Mahrem düşlerimizde saklı kaldı adınız.
..........Beyhudedir kalbimin çarpışan gelgitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
Bir avuç küldür şimdi sizden geriye kalan,
Ve tarumar bir bahçe masum gülleri solan,
Hakikat bu müebbet gerisi hepten yalan.
..........Uhrevi dünyanızın şenlensin muhitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
Var mı ki bu alemde bahtiyar olup gülen,
İki damla gözyaşı kirpiğimden süzülen,
Ne çare ben değilim bir tek size üzülen.
..........Zulmete ışık olur mazlumun ümitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
(Taşova, 29.05.2007)
Ali Rıza Atasoy
-Bu şiirin hikayesi:
**** Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Mercimek Köyü’nden aynı aileye mensup üçü çocuk olmak üzere beş vatandaşımız 29 Mayıs 1993 tarihinde Almanya’nın Solingen Eyaleti’nde Alman Nazileri tarafından evleriyle birlikte yakılarak vahşice öldürülmüşlerdir.O tarihlerde Ankara’da ikamet ediyordum. Bu vahşetin görüntülerini televizyondan izleyince gerçek hayatta hiç tanımadığım bu insanların akıbetine günlerce üzüldüğümü hatırlıyorum.
**** Solingen Şehitleri’nin naaşları devletimiz tarafından memlekete getirilmiş ve o tarihteki Başbakanımızın da katıldığı bir törenle memleketleri olan Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Mercimek Köyü kabristanına defnedilmişlerdi.O gün bugün her yıl bu vahşetin yıldönümünde Solingen Şehitleri Mercimek Köyü’nde düzenlenen bir anma programıyla kabirleri başında anılmaktadır.Taşova’da görev yapmam nedeniyle geçtiğimiz yıl ve bu sene yapılan anma programlarına katıldım. Her yıl olduğu gibi bu sene de Mercimek Köyü'nde düzenlenen bir programla Solingen Şehitleri anıldı.
****Gerçek hayatta hiç karşılaşmadığım ama son iki yıldır ölüm yıldönümünde kabirleri başında ziyaret etmek nasip olan Solingen Şehitlerimize dua ederken, bir taraftan da bu dizeleri mırıldandım.Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, ruhları şadolsun.Şiirseverlere saygılarımla….05/06/2007 – ali rıza atasoy
-
HABER//***:DÜNYA BASININDAN:
Solingen Faciası Unutulmadı. Almanya'da ırkçı saldırı sonucu ölen 5 Türk için tören düzenlendi.
Almanya'nın Solingen kentinde, ırkçılar tarafından kundaklanan evlerinde can veren Genç ailesinden 3'ü çocuk, 5 kişi yabancı düşmanlığıyla mücadele edilmesi çağrılarıyla anıldı.
29 Mayıs 1993 tarihinde ırkçı 4 Alman, Genç ailesinin Solingen'deki evini kundaklamış ve Gürsün İnce, Hatice, Hülya, Saime Genç ile Gülistan Öztürk'ün ölümüne neden olmuştu.
Solingen kurbanlarının anıldığı törende Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik'in mesajını okuyan Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Olcay, Solingen faciasının hoşgörü ve karşılıklı saygıyı hedef aldığını belirterek, ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Törene, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Entegrasyon Bakanı Armin Laschet de katıldı.
ORTAK ŞİİR // YEŞİLIRMAK
YEŞİLIRMAK
Asaletli geçer yol Taşova’dan
Sen bensiz nereye can YEŞİLIRMAK
Ne tatlı esinti senli havadan
Böyle, ince belli zen YEŞİLIRMAK_________İbrahim İMER
Can yakar diyorlar gülün dikeni
Gülüm bırakıpta gitmezdi hani
Şuh kıyılarında gül Yasemin’i
Sordum çocuklara dün YEŞİLIRMAK_______İbrahim İMER
Suyun içenlere bade tadında,
Nice hazineler saklı vadinde,
Bir güzel ararken Şirin adında,
Saklı öleceğim yön YEŞİLIRMAK__________Hüseyin BACANAK
Hasreti, çöl olmuş sineyi yakar
Coştu mu özlemi kökünden yıkar
Can verir toprağa durmadan akar
Yurdun damarında kan YEŞİLIRMAK_______Şemsettin DERVİŞOĞLU
Ferhat’ın dağından akar durursun
Çok Şirini yüreğinden vurursun
Toprağa can verir çölde kurursun
Amasya ilinde şan YEŞİLIRMAK__________Ramazan KURT
Sevda seli gelip geçer buradan
Sıkıldım atılan yazı turadan
Ömrüme saplanan kasaturadan
Kurtar, soğuk suya ban YEŞİLIRMAK_______İbrahim İMER
İçinde oynaşır ördeğin kazın
Taşova vadisi çekiyor nazın
Borabay gölünde çalınır sazın
Şairler dilinde şen YEŞİLIRMAK__________Ramazan KURT
Yeşilırmak dedik serdik postları
Nerde bu vadinin şair dostları
Çınlasın kulaklar silsin pastları
Selam ver Çoruma dön YEŞİLIRMAK______Ramazan KURT
Duymuyor musun sen kul Ramazanı
Ağlamaz, kaldırmış şair kazanı
Namazda gözü yok duymaz ezanı
Almayayım ele çan YEŞİLIRMAK__________İbrahim İMER
Ezana saygım var duysunlar beni
Türkçe konuşurum hiç bilmem feni
Atasoy hocanla beklerim seni
Gülen yüz üstünde fon YEŞİLIRMAK_______Ramazan KURT
Çıkıp geldin o yemyeşil dağlardan,
Dönüp geçtin bahçelerden, bağlardan,
Yaşadığın destan dolu çağlardan,
Bize de bir demet sun YEŞİLIRMAK________Seyfeddin KARAHOCAGİL
Kollarına kilit vuram ip kuram,
Her zulmüne karşı gelem dik duram,
Bahardaki azgınlığa gem vuram,
Rahmetle alasın, şan YEŞİLIRMAK__________Ömer CELEP
Geçtiğin topraklar doyup, kandılar,
Nice Şirinler ki, sende yundular,
Yeşiline bakıp, Şirin sandılar,
Yeşilinde bittim, dün YEŞİLIRMAK_________Sabit İNCE
Sema yaş dökerken bu azlık ne ki?
Yazın sıcağında ayazlık ne ki?
İçin kararırken beyazlık ne ki?
Yalnız kaldığına yan YEŞİLIRMAK_________Burhanettin AKDAĞ
Seyyahlar yönünü senden sorardı
Kıvrım kıvrım kolun dağı sarardı
Seni mahzun gördüm içim karardı
Ne olur aslına dön YEŞİLIRMAK___________Burhanettin AKDAĞ
Ağaçlar gelirken bir bir hizaya
Kimler layık görür seni cezaya?
Gülümse bizlere son ver ezaya
Gözü yaşlı olma şen YEŞİLIRMAK_________Burhanettin AKDAĞ
Beraber yaşadık kederi derdi,
Rüzgârların pek efsunlu eserdi,
Dolapların, şarkı söyler inlerdi,
Sen böyle değildin dün Yeşilırmak._________Seyfeddin Karahocagil
Hep anlatır durur seni şairler
Çıkacak ruhlara can YEŞİLIRMAK
Nasip değilimiş görmedim seni
Varsın bensiz olsun yan YEŞİLIRMAK______Tufan Tokgöz
Etrafa serpilmiş yeşilin hası
Ne cömert dağılmış, Hâk'kın sofrası
Tabiatın,bunca güzel olması
İzah edebilmez fen YEŞİLIRMAK______________Binali Kılıç
Yamaçlardan iner güzelin saçı
O başa takmalı altından tacı
Gönlünü bağlamış kimbilir kaçı
Kıvrım kıvrım olmuş, fön YEŞİLIRMAK________BAYRAM YELEN
Bir sevda kervanı geçti yanından
Kucak açtınya sarmaladın candan
Doğaya hayat ruha can verdin
Söndürdün korları can YEŞİLIRMAK___________Müzeyyen KESKİN
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta