Boncuklarını sıra sıra dizmiş,
Sarı, pembe, mor…
Çirkef kaldırımın üzerine, gece rengi bir örtüye.
Boncukçu…
Saat kim bilir gecenin kaçı?
Zabıtalar gitmiş, içi rahat…
Tek derdi kalabalığın dikkatini çekmek.
Zor iş doğrusu fiyakalıya fiyaka satmak.
Olsun, onunkisi çok ucuz.
Başlar bağırmaya boncukçu,
“Bir liraya boncuuuk! Hanımlar takın takıştırın! ”
Sesi karışır saatçinin, parfümcünün, doncunun sesine.
Kalabalık tutar adamı.
Azgın boğa sürüsünün çaylak matadoru.
Canı sıkılır,olduğu yere çömelir.
Hava soğuk, başı tutmuş…
Bir çay vereni de yok üstelik.
Deri ceketinin cebinden çıkarır cigarasını,
Dertlerini yakar gibi çakar çakmağını.
Avurtları çöke çöke içine çeker ilk dumanını.
Kara bulutlarını dağıtır gibi,
Birden sallar elini ileri.
Hem belli mi olur bu işler!
Yandaki sarı bayan belki bu yana da gelir.
Rengarenk boncuklarına daldırır ellerini,
Gece rengi örtüden havaya savrulan sanki hayalleri.
Sesine kuvvet,
Başlar bağırmaya boncukçu,
“Bir liraya boncuuuk! Hanımlar takın takıştırın! ”
Kasım 2008, İzmir
Düzenleme: Mayıs 2012, İzmir
Kayıt Tarihi : 12.4.2017 02:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İdil Demir](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/04/12/boncukcu-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!