Bolu Kartalkaya Grand Otel

BOLU KARTALKAYA GRAD OTEL

Yaşamın çiçek bahçesi neresi, koca bir kartal yuvası mı?
Gecenin gri koynunda, uyurken büyülü düşler otağında
Karların ta yükseğinde Bolu Kartalkaya Grand Otel’i
Görkemiyle, ahşaptan sırtını dayamış kar beyazlara
Tekdüzeliği silerken; sevinçlere, mutluluklara tanık oluyor
Tatil özlemiyle yürekleri yanıp tutuşan yorgun insanlara.
Bilinçsiz akan zaman mı yönetmelik mi? Bolu ölüm soluyor…

Yaşam düşmanı kapkara yangınlara gebe, sarı sıcak bir gece
Konaklayan suçsuz, kadın, erkek ve çocuklar depderin uykuda
Dördüncü kat, mutfak/restoran bölümü, çıkan devasa yangın
Kayak merkezlerinde en büyük afetlerden, tepede, en kuytuda
Boyamışlar, melek olmuş bedenleri, siyah kapkara dumanlara
Simsiyah gölgeler, kar buz içinde iletişim, suspusta düşünce
Söz sığınmış dil atına; ölüp ölüp dirilmek, Köroğlu Dağları’nda…

Hayat pahalı, ölüm ucuz ülkesinde, sabaha karşı can pazarı
Ateş sınavı, yetmiş sekiz can kaybı, otuz altı çocuk, elli bir yaralı
Bu acı felaketin ardından yastayız, vicdanları yakan, utandıran.
Sorgulamada, yetki tartışması, yakar top gibi biri birine fırlatıyor
Sözün bittiği yer; hanelerin, yüreklerin yandığı bir yangın şatosu
Mezara dönüştü; felaketten habersiz tatilcilere, kurmuşken pusu.
Alevlerin dilinde kül olan düşler, anılar, yanarak kavrulan hayatlar…

Gülşen Şenderin